Postalların gölgesinde ezilen bir millet…Tankların paletleri altında susturulan bir irade… Yasaklarla, işkencelerle, idamlarla, sürgünlerle dolu karanlık bir dönem…
Bugün 12 Eylül. 1980 askeri darbesinin üzerinden yıllar geçti ama milletimizin ruhundaki sancı hâlâ dinmedi.O gün “Demokrasi ve Özgürlük Kargaşası” bahanesiyle Kenan Evren ve işbirlikçileri, ABD’nin açık desteğiyle millet iradesini yok sayarak yönetime el koydu.
O günlerde yüzlerce Ülküdaşımız, Vatanseverimiz işkencelerle can verdi.Binlercesi ağır cezalara çarptırıldı. Darbe yalnızca canlarımızı almadı, aynı zamanda bir neslin zihnini de tutsak etti. Okumayan, sorgulamayan, araştırmayan bir gençlik yaratıldı. İnançsızlığı öven, Devleti ve değerlerini düşman gören, ahlaki değerleri hiçe sayan anlayış işte o günlerin ürünüdür.
12 Eylül,bu milletin sadece onurunu değil,ekonomisini de çaldı.Yarım asır bu ülkeyi geriye götürdü.
Maalesef,benzer bir ihaneti yıllar sonra bir kez daha yaşadık. 15 Temmuz 2016 gecesi,FETÖ terör örgütü yine ABD’nin gölgesinde millet iradesine saldırdı. Ama bu defa planları tutmadı.Çünkü bu kez millet ayağa kalktı.Çünkü milyonlar vatanına sahip çıktı.
Çünkü başlarında, dik duruşu ve cesaretiyle Dünya Lideri Recep Tayyip Erdoğan vardı.
Bugün bize düşen görev açık ve nettir. 12 Eylül’ün karanlığını taşıyan 1982 Anayasası kökten değişmelidir. Bu millet,iradesiyle ve inancıyla o karanlıktan kurtulacak güce sahiptir.
12 Eylül’ü Unutmadık, Unutturmayacağız. Darbelere karşı tek güvencemiz yine milletin kendisidir.