Kamuoyunda son dönemin en çok konuşulan olaylarından biri haline gelen Ayşe Tokyaz olayı, genç bir üniversite öğrencisinin ölümünün ardındaki karanlık detaylarla gündeme geldi. Sosyal medyada geniş yankı uyandıran olay, “kadına yönelik şiddet” tartışmalarını da yeniden alevlendirdi. Peki Ayşe Tokyaz olayı nedir, ne şekilde ortaya çıktı ve soruşturma şu anda hangi aşamada? İşte tüm detaylar.
Ayşe Tokyaz Olayı Nedir?
İddialara göre 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz, İstanbul Küçükçekmece’de yaşayan eski sevgilisi olduğu belirtilen Cemil Koç tarafından evine davet edildi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre Tokyaz ile Koç arasında çıkan tartışma kısa sürede şiddete dönüştü. Daha sonra genç kadının cansız bedeni, bir valizin içine konularak Eyüpsultan’daki bir ara sokağa bırakıldı. 1 Kasım 2025 tarihinde olay yerine gelen polis ekipleri, yapılan ihbar sonrası valizi açtıklarında genç kadının cesediyle karşılaştı.
Soruşturma kapsamında evin çevresindeki güvenlik kameraları incelendi. Görüntülerde Cemil Koç’un bir valizi arabasının bagajına koyduğu ve bölgeden ayrıldığı tespit edildi. Bunun üzerine şüpheli kısa süre içinde yakalanarak gözaltına alındı. Ayrıca olaya karıştığı belirlenen birkaç kişi daha “yardım ve delil karartma” suçlamasıyla tutuklandı.
Ayşe Tokyaz olayı yalnızca bir cinayet vakası olarak değil, kadın cinayetleriyle ilgili sistemsel eksikliklerin yeniden tartışıldığı bir dönüm noktası haline geldi. Genç kadının, daha önce tehdit edildiğine dair şikayetlerde bulunduğu iddia edilirken, gerekli koruma önlemlerinin alınmadığı öne sürüldü. Bu iddialar, olayın toplumsal yankısını daha da artırdı.
Adli süreç devam ederken sanık Cemil Koç’un ifadesinde suçu reddettiği, “kaza sonucu ölüm” savunması yaptığı öğrenildi. Ancak elde edilen kamera kayıtları ve adli raporlar, bu savunmayı desteklemedi. Mahkeme sürecinde yeni delillerin dosyaya ekleneceği ve olayın tüm yönleriyle aydınlatılacağı belirtiliyor.
Ayşe Tokyaz cinayeti, sosyal medyada büyük bir tepkiye yol açarken, birçok kullanıcı #AyşeTokyaz etiketiyle adalet çağrısında bulundu. Kadın hakları dernekleri, olayın yalnızca bireysel bir şiddet vakası olarak görülmemesi gerektiğini, sistematik koruma mekanizmalarının eksikliğini yansıttığını vurguladı.