Bir Kereden Çok Şey Olur...

Genel bir deyimdir ve bir kereden bir şey olmaz diye sahte vicdanlar kendilerini rahatlatmak için uydurdukları bir deyimdir, bir kereden bir şey olmaz değil, bir kereden çok şey olur.

Abone Ol

Sağlam dini inancı olan bir hoca uyumak için başını yastığa koyunca ve uymaya çalıştığı sırada bir fare sakalından geçer gider, hoca hemen kalkar ve tüm sakalını keser, bu sırada hanımı sitem eder ve der ki: “Bir kereden ne olur canım, sakalını kesmesen olmaz mı?” Hoca sinirli bir şekilde karısını yanıtlar: “Bir kere geçti!… Yol olur!”

Şimdi son zamanlarda ülke olarak o kadar yoğun ve inişli-çıkışlı hatta inanılmaz gündemler yaşadık ki… Bazı olaylar var ki bir kere denersiniz bir daha tekrarı olmaz ve domino taşı etkisi gösterir: Bir gramlık bir domino taşı uygun aralıklarla ve giderek büyüyen boyutta domino taşlarını sıraladığınızda ilk bir gramlık domino taşına hafifçe dokunduğunuzda en sondaki bir tonluk taşı devirebilirsiniz ve bu işlemi tekrar yapmanız için tüm taşları yeniden yerlerine yerleştirirsiniz ve oyun yeniden başlar ama devletlerdeki domino taşlarının yeniden kurulma ve oyunu yeniden başlatma seçeneği yoktur, tarih bunların örnekleriyle doludur, çok uzaklara gitmeden Yugoslavya denen bir devlet vardı, başında da etkili-yetkili bir devlet adamı Joseff Bronz Tito denen bir adam vardı, tüm etnik kökenleri bir arada kardeşçe yaşatıyordu, ne zaman ki Tito öldü Yugoslavya için yer yerinden oynadı, Avrupa’nın göbeğinde ve kendilerini dünyanın efendisi gören sözüm ona medeni toplumların gözü önünde inanılmaz katliamlar yaşandı, Avrupa olaylar bitinceye kadar sadece seyretti; ırza tecavüz, toplu katliamlar, akla gelen ne kadar iğrenç olay varsa yaşandı çünkü ilk domino taşı devrilmişti… Şimdi Avrupa’da parçalanmış bir Yugoslavya ve bir çok yeni devletlerle yüzleştik, sonuçta bu duruma gelmek bile milyonlarca insanın dolaylı ve dolaysız etkilenmesine , onarılması imkansız yaralar açılmasına neden oldu, Medeni toplum denen soyka Avrupa katledilen insanlar için zerre kadar etkilenmedi, hatta kılını kıpırdatmadı çünkü ölenlerin çoğu Müslüman ve Türk’tü, şimdi benzer bir senaryo?

Başka konuya geçiyorum; Türkiye Coğrafyası halen üzerinde yaşayan 86 Milyon nüfusun birkaç katına yetecek kadar bir potansiyele sahiptir, bunu söylerken kesin verilerle konuşuyorum, bu coğrafyanın; yeraltı zenginliği, yerüstü zenginliği, güneşi, yeri ve konumu itibariyle dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir coğrafyadır, bu nedenle Lossanne’da imzalanan tapuyu bir kuyruk acısı olarak gören sözde medeni Avrupa ve ABD bu coğrafyada huzur ve sükun olmasın diye her türlü entrikayı denemek zorunda çünkü bu coğrafya sadece bu bayrak altında yaşamayı seçenlere bırakılacak kadar basit bir coğrafya değildir ve çözülme bir kere başlamaya görsün…