Oysa erken büyüyen herkes bilir; bu,biraz da eksik tamamlanan bir hikâyedir.
Çocukluk geride kalmaz, insanın içine çekilir. Sustukça ağırlaşır, hatırladıkça ısınır.
Bir kış gecesi düşer aklıma. Kuzinenin yanı...
Sobanın çıtırtısı, evin kalp atışı gibidir. Isı arttıkça yanaklar kızarır, oda ayva kokar.
Anamın eli alışkanlıkla sobaya uzanır, çay demlenir. Tereyağı kızarmış ekmeğin üzerinde erirken, hayata dair hiçbir sorunun cevabı aranmaz. Çünkü o yaşta sorular bile masumdur.
Çocukken kaybolan bir top,dünyanın sonu sanılır.
Yetişkin olunca kaybolan yıllar için ağlanmaz bile.
Bu fark,insan ruhunun en sessiz yarasıdır.Küçük acılar yüksek sesle yaşanır,büyük olanlar içe gömülür. İçimize gömdüklerimiz zamanla karakterimiz olur.
Somyanın üzerinde gülerek uykuya dalınan geceler vardı.Gelecek korkusu yoktu, geçmiş yük değildi. Sevincin ölçüsü yoktu,mutluluk plan istemezdi.
Telefon yoktu, dikkatimizi çeken bildirimler yoktu. Televizyon örtülü durur,radyo masal anlatırdı.
Hayal gücü, insanın en güvenli sığınağıydı.
Işık kapandığında tavanda sobanın yansıttığı şekillere bakılırdı.
O gölgeler,bugünün ağır gerçeklerinden daha inandırıcıydı. Çünkü çocukken görülen her şey, hissedilen her şey gerçektir.
İnsanın büyüdükçe kaybettiği şey,tam da budur:Hissetmenin cesareti...
Bir yanımız hep anlatmak ister,bir yanımız dinlenmeyi bekler.Çocukluk bu dengeyi iyi bilir. Susmanın da konuşmak kadar kıymetli olduğunu orada öğreniriz. Bugün herkes anlatıyor ama kimse dinlemiyor.
Belki de bu yüzden kimse anlaşılmıyor.
İnsan çocukluğunu tamamen kaybetmez.Onu bastırır, unutur, susturur.Sonra bir kış gecesi,bir soba kokusunda,bir ayva hatırasında ansızın ortaya çıkar.
O an fark edilir ki, mesele geçmişe dönmek değil, içimizde kalan çocuğu dışarıda bırakmamaktır.
Çocukluk,insanın vicdanıdır,saflığıdır. İncinmeye rağmen iyi kalma ısrarıdır. Büyümek kaçınılmazdır ama acımasızlık bir tercih meselesidir.
Birlikte büyümek de mümkündür.Yeter ki, içimizdeki çocuğu terk etmeyelim.
Bazı insanlar yaş alır, bazıları derinleşir. Derinleşenler bilir; çocukluk çıkmaz yoldan çok,içeri açılan bir kapıdır.
O kapıyı kapatmayanlar, hayata karşı daha dik durur.Çünkü insan en çok kendini terk ettiğinde yenilir.
Hey çocukluğum…
Gitme...Kal...
Beraber büyüyelim.
Murat İLERİ