Davanın Mirasçısı Mı? Babanın Mirasçısı Mı?

Siyasi miras kavramı, Türkiye’de özellikle Milli Görüş çizgisinde sıkça gündeme gelmiştir.

Abone Ol

Merhum Necmettin Erbakan’ın politik ve ideolojik mirası, hem Saadet Partisi hem de Fatih Erbakan’ın liderliğindeki Yeni Refah Partisi tarafından farklı yorumlarla sahipleniliyor.

Zonguldak'ta Saadet Partisi’nden Mustafa Tilki’nin sosyal medya paylaşımı, bu tartışmayı bir kez daha alevlendirdi. Tilki’nin mesajında, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan için “davacının mirasçısı”, Fatih Erbakan için ise “babanın mirasçısı” tanımlaması yapması dikkat çekti.
Burada Milli Görüş siyasetinde miras, kimlik ve meşruiyet meselelerini ele almak istiyorum

“DAVANIN MİRASÇISI” VE “BABANIN MİRASÇISI”: TANIMLARIN İDEOLOJİK ÖNEMİ

Mustafa Tilki’nin paylaşımı üzerinden bu konuyu değerlendirmek istiyorum. Paylaşımda öne çıkan ayrım yalnızca sembolik değil, ideolojik bir sınav niteliği taşıyor. Davanın mirasçısı: Politik çizgiyi, ideolojik sürekliliği ve parti içi birikimi temsil ediyor. Bu liderler, Milli Görüş hareketinin politik vizyonunu sürdürme iddiası taşıyor. Babanın mirasçısı: Aile bağı üzerinden sembolik bir liderlik imajı sunuyor. Bu tanım, yalnızca kan bağıyla şekillenen bir meşruiyet algısına işaret ediyor ve siyasi pratiği ikincil düzeye taşıyor. Bu ayrım, özellikle Türkiye’de siyasi miras tartışmalarının hem sembolik hem de pratik boyutunu gözler önüne seriyor.

SADET PARTİSİNİN LİDERİ MAHMUT ARIKAN: DAVANIN MİRASÇISI MI?

Mahmut Arıkan, Tilki’nin “davacının mirasçısı” tanımının merkezinde yer alıyor. 24 Kasım 2024’te Saadet Partisi’nin 9. Olağan Kongresi’nde genel başkan seçilen Arıkan, parti içi gençlik teşkilatından başlayarak yükseldi.Eğitim ve Siyasi Kariyer: Erciyes Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu olan Arıkan, parti yönetiminde farklı görevler üstlendi ve Meclis’te Saadet Partisi’ni temsil eden milletvekillerinden biri oldu. İdeolojik Rol olarak Arıkan, parti içinde Milli Görüş’ün politik ideallerini sürdüren bir lider olarak görülüyor. Onun liderliği, siyasi mirasın “dava” temelli yorumunu temsil ediyor. Bu bağlamda Arıkan’ın konumu, Saadet Partisi’nin ideolojik kimliğini şekillendiren önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.

PEKİ YA FATİH ERBAKAN BABANIN MİRASÇISI MI?

Fatih Erbakan, “Babamın mirasçısı” olarak tanımlanıyor. Yeni Refah Partisi’nin kurucusu olan Erbakan, Necmettin Erbakan’ın politik ve manevi mirasını sürdürme iddiasında. Siyasi ve Manevi Miras: Erbakan ailesinin siyasetteki sembolik ağırlığı, sadece politik değil manevi bir meşruiyet oluşturuyor.

Parti Kuruluşu ve Kimlik baglamında Fatih Erbakan’ın Yeni Refah Partisi’ni kurması, Milli Görüş geleneğini aile mirası perspektifiyle yorumlayan bir siyasi çizgi ortaya koyuyor. Bu durum, “dava mirasçılığı” ve “kan bağı mirasçılığı” arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koyuyor ve Türkiye siyasetinde mirasın farklı boyutlarını gözler önüne seriyor.

Milli Görüş geleneğinde miras, yalnızca ideolojik bir devamlılık değil, aynı zamanda kimlik ve meşruiyet sorunu. Tilki’nin sosyal medya paylaşımı, bu ikilemi açığa çıkarıyor:
Dava mirasçılığı, ideolojik çizgiyi sürdüren liderleri öne çıkarıyor ve partinin politik vizyonunu devam ettiriyor.

Baba mirasçılığı, sembolik bir meşruiyet sağlarken politik karar alma süreçlerinde ikinci düzeyde bir rol oynuyor.

Bu ayrım, Saadet Partisi ile Yeni Refah Partisi arasında ideolojik sınırları belirliyor ve seçmen algısı üzerinde doğrudan etkili oluyor.

Yeni Refah Partisi’nin oy oranlarının Saadet Partisi’nin üzerinde olması, tartışmayı daha güncel ve siyasi açıdan önemli hâle getiriyor.

KARİZMA, MEŞRUİYET VE SİYASİ MİRASIN GELECEĞİ.

Özetle bu eleştiri siyasi ve sembolik bir meydan okuma niteliği taşıyor. “Davanın mirasçısı” mı yoksa “babanın mirasçısı” mı ayrımı, Milli Görüş eksenli partilerde kimlik ve meşruiyet tartışmasını alevlendiriyor.
Bu tartışma, bir yanda babasının kurduğu parti diğer yanda babasının ideolojik mirasını devam ettiren bir parti arasında çarpıcı bir farkı gözler önüne seriyor. Her iki lider de “Milli Görüşçüyüm” derken, farklı yollarla siyasi kimliklerini sürdürüyor.

Tarihsel bağlamda, bu durum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte kendi yolunu çizmesi ve politik mirası kendi çizgisiyle yorumlaması sürecini de hatırlatıyor. Türkiye siyasetinde miras ve ideolojik kimlik, liderlerin stratejik tercihleriyle şekillenmeye devam ediyor.

TÜRKİYE'DE AÇLIK YOK, NANKÖRLÜK VE DOYUMSUZLUK VAR

Fast Food'lar tıklım tıklım.
oturacak yer bulamıyorlar.
Yemek sipariş siteleri satış rekorları kırıyor.
Kuryeler, siparişleri yetiştirmek için mesai yapıyor.

Mağazalar tıklım tıklım.
İnsanlar alışveriş yapıyor.

Aç, maç yok.
Sadece algı peşindeler
Türkiye'de aç yok, ama ne var biliyor musunuz
doyumsuzluk var.
Nankörlük var.