Ama bizce bu olaylar, ilçenin derin bir sahipsizlik duygusuyla savrulduğunun göstergesi. Herkes konuşuyor ama kimse çözüm üretmiyor. Yaşananların ardında kişisel menfaat mi var, yoksa daha derin nedenler mi, bilinmez...
Bildiğimiz tek şey, Devrek artık ileriye değil, geri viteste gitmekte ve maalesef bu geri gidişin hızı, birilerinin umurunda bile değil.
Cumartesi günü ÖSS sınavı için Çaycuma’ya gitmek zorunda kalan öğrenciler olacak. Bunu yazarken bile içimiz burkuluyor. Eğitim gibi hayati bir konuda, kendi evlatlarımızı komşu ilçeye göndermek zorunda kalıyoruz. İşin daha acı tarafı, bu durumu eleştirmek yerine, çalışkanlığı ve vizyonuyla Çaycuma Bölge Mv. Bölgenin Yeni abisi Ahmet Bey’i takdir etmek zorunda hissediyoruz kendimizi. Çünkü hak ediyor. Sağlıkta zaten geri kalmıştık, şimdi eğitimde de aynı tablo karşımızda duruyor.
Ve bir başka örnek: Çaydeğirmeni… 15 kilometre uzağımızda bir belde, ama en az 10 yıl ilerimizde bir vizyona sahip. Satılmış Gebeş’in Ankara’da kapı kapı dolaştığını, geri dönerken eli boş dönmediğini herkes biliyor. Hizmet üretmek için çalışmak gerekiyor. Evet, sadece konuşmak değil, çalışmak. O da bunu yapıyor. Kim ne derse desin, başarı tek başına gelmez. Arkasında bir ekip, bir irade, bir samimiyet vardır. Bugün Devrek’te birçok konuda kıpırdama dahi yokken, Çaydeğirmeni’nde açılışlar yapılıyor.
Biz burada sadece eleştirmek için yazmıyoruz. Tam tersine, güzeli takdir ediyor, yanlışı uyarmaya çalışıyoruz. Ama itiraf etmeliyiz ki, bazen Devrek’e dair elimizdeki haberleri paylaşmaya elimiz varmıyor. Çünkü bazı gerçekleri söylemek bile mideye zarar. Ve biz bu ilçeyi seviyoruz. Bu yüzden hassas davranıyoruz. Ayıbı örtmek değil, çözümle yüzleşmek istiyoruz.
Artık gerçeklerle yüzleşmek vakti. Devrek’in eski rakibi Çaycuma’ydı. Şimdi yeni rakibi Çaydeğirmeni. Bu tek başına bile düşünmeye yeter. Bu satırları yazarken kimseyi kırmak değil, uyandırmak istiyoruz. Çünkü hâlâ geç değil. Devrek için hâlâ umut var. Yeter ki sahipsizlik bitsin, yeter ki her şey kişisel çıkar ekseninden çıkarılsın.
Unutmayalım; Devrek’in geleceği, birkaç kişinin hesaplarına değil, bu topraklarda yaşayan binlerce insanın ortak aklına ve alın terine bağlıdır.