Eğitimdeki Perişanlığın Sebebi

Haydut devlet Amerika 1945’ten sonra hep bağnaz, gerici, ırkçı, komrador, masonik, Sabetaycı, Pakraduni yapıları besleyip destekledi.

Abone Ol

Manevi Cihazlanma Derneği adı altında kukla, mason, Amerikancı, beyzadelerin yanlısı kafalara örgütler kurdurdu.

Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) adlı yapı ile devşirme, din değiştirme, medyaya kukla yerleştirme, gazeteci-yazar fonlama, liberal tosuncukları semirtme faaliyetleri yürütüldü.

1945’ten sonra muhafazakâr görünümlü 4-5 yalancı gazete yayınlatılarak halkın kafası karıştırıldı. Bunların baskı makineleri, kâğıdı, mürekkebi hep ABD / CIA tarafından finanse edildi.

Milliyetçi / ırkçı / faşist / zorba / tetikçi dernekler CIA tarafından kurduruldu. Önde gelen yöneticileri ABD’ye götürülüp kontrgerilla içerikli / paramiliter eğitimlere tabi tutuldu.

Atatürkçü, Kemalist, solcu, sosyal demokrat toplum kesimi de serbest bırakılmadı. Hep fraksiyonlara, hiziplere ayrılması için faaliyetler yürütüldü. Mason, Rotary, Lions dernekleri kullanılarak evcilleşmeleri, hedonistleşmeleri, uysallaşmaları sağlandı.

Ayrıca, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Muammer Aksoy, Doğan Öz, Bahriye Üçok gibi hakikat arayıcılar Gladyo kullarına öldürtüldü.

Bir terör örgütü, işgal gücü yapılanması olan NATO’ya sağcı, liberal, muhafazakâr, dinci, tarikatçı, solcu kesimler karşı çıkmaz duruma getirildi.

1945 yılından beri ABD’nin yapılandırdığı projesiz, patentsiz, ezberci, deneysiz, araştırmasız, tüketici, kopyacı, köleci, uşaklaştırıcı eğitim modeli üzerinde ilerliyoruz.

1942 yılından 1954 yılına kadar yaşayabilen eğitim enstitüleri ABD ve onun uşakları tarafından boğulup yok edildi. İlkokuldan üniversiteye kadar tüm derslerin içerikli ABD’nin çizdiği sınırların içinde kaldı.

Ezberci, ABD’yi akıl hocası olarak gören akademisyenler yükseltildi. Anadolu’nun sıçraması için çaba gösteren aydınlar sürüldü, hapse tıkıldı, sindirildi.

1975 yılından beri, 50 yıldır okul, sınıf ortamındayım. Yarım asırlık süreçte okul müdürlerinin, ilçe-il eğitim müdürlerinin tümünün ABD’nin belirlediği kriterlere göre seçildiğini gözlemledim.

Araştırması, patenti, projesi, makalesi, kitabı, kaliteli üniversite diploması olan eğitim müdürlerini hiç göremedim. Menderes, Demirel, Ecevit, Özal, Çiller, Erbakan, Yılmaz hükümetlerinde hep siyaset ağalarının akrabaları, kulları, emir erleri eğitim yöneticisi yapıldı. 2025 yılı itibariyle 57 bin okulun, 81 vilayetin, 930 ilçenin eğitim yöneticileri, okul müdürleri, yardımcıları politik görüş kriteriyle seçilmektedir.

Müdür yardımcılığı sınavına girmiş kazanamamış, okul müdürlüğü sınavına girmiş kazanamamış, şube müdürlüğü sınavına girmiş kazanamamış kişilerin il ve ilçe milli eğitim müdürlüğü yaptığı bir ülkedeyiz.

Yarım sayfa metin yazamayan, hitabeti olmayan, bilimsel yayınsız 200 bin kişilik rektör, dekan, il-ilçe eğitim müdürü, okul müdürü, müdür yardımcısı kitlesiyle fakirlik çukurundan çıkamayacağız.

İletişim, yazılım, yapay zekâ, bilişim çağındayız. 200 bin kişilik üretimsiz yönetici kadrosunu 50 bine indirmeliyiz. MEB 1 saniye içinde tüm okullara bildirim gönderebiliyor. Bu sebeple il ve ilçe eğitim müdürlüklerinde çalışıyor görünen 20 bin civarındaki memura da artık gerek yoktur.

Toplumun en yetenekli, en başarılı bireyleri öğretmen ve yönetici olmalıdır. ABD adlı haydut devlet ileri gitmememiz için vasatları tercih ediyor.

Ali Özdemir

Eğitimci

aozdemir53@hotmail.com

https://erdemyayinevi.github.io

15.11.2025