Erkek Düşmanlığına Dönüşen Şiddete Hayır!

Abone Ol

25 Kasım Kadına yönelik şiddete Karşı Mücadele Günü, erkekleri “potansiyel canavarlar” olarak sunan bir güne dönüştürüldü maalesef.
Kadına yönelik şiddet elbette toplumsal bir yara. Ancak, bu mücadeleyi yalnızca kadınların mese­lesi hâline getirmek, bazı kadın örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının açıklamalarında erkeklerin tamamını suçlayan bir dille konuşması, yeni bir sorunu da beraberinde getiriyor: erkeklerin de şiddet mağduru olabildiği gerçeği çoğu zaman görmezden geliniyor.

Örneğin devletin sunduğu verilere göre, Türkiye’de çok sayıda erkek de kadınlar tarafından şiddete uğruyor.
Ayrıca, şiddet mağduru erkekler için devlet eliyle açılan “erkek sığınma evleri” de bulunuyor. İlk merkezler İstanbul ve İzmir’de kuruldu. Bu veriler şunu gösteriyor: Erkekler de şiddet görüyor ve korumaya ihtiyaç duyuyor.

ERKEK DÜŞMANLIĞI..

“Basın açıklamaları adeta erkekleri canavarlaştırıyor”
Kadın aktivistlerce “erkek düşmanlığı gününe” dönüştürülüyor.
Bu eleştirinin özü şu: Her kadına şiddet kampanyasına destek olurken, erkeklerin “kurban olabileceği” olgusu gözden kaçıyor.

Birçok kadının; “Taciz etti” iddiaları, sahte şikayetler veya iftiralarla erkeklerden para alarak şikayetinden vazgecmesiyle ve bunu geçim kapısı haline getirilmesi vakalarda toplumumuza yaşandı maalesef.

Şiddetin sadece kadın-erkek eksenine indirgenmemesi, hem kadın mağdurları gözeten hem de erkek mağdurları ihmal etmeyen kapsayıcı bir yaklaşım gerektirir.

Yasal düzenlemeler ve uygulamalar, şiddetin failine değil, mağdurun cinsiyetine odaklanan bir bakış açısından uzaklaşmalı.

Sivil toplum kuruluşları, “kadına şiddet karşıtı” kampanyalarında erkek mağduriyetine de dikkat çekerek, toplumu daha bütünsel bir şiddet anlayışına yönlendirebilir.

Okullarda, medyada yaygın bir şiddet algısı değişikliği için erkeklik, duygusal ifadeler ve aile içi ilişkiler üzerine eğitim programları geliştirilmelidir.
Erkek mağdurlara dair kapsamlı veriler hâlâ sınırlı. Resmî kurumlar, sığınma evleri, acil yardım hatları ve bağımsız araştırmacılar iş birlikleri yaparak şiddetin her yönünü ortaya koyacak daha iyi istatistikler üretmeli.

Bu veriler, politika belirleyiciler için de önemli bir rehber olur. Çünkü gerçeklere dayanmayan tartışmalar, toplumu bölen ve yanlış yönlendiren söylemlere zemin hazırlayabilir.

ERKEKLER DE İNSAN — ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE HAYIR

Kadına yönelik şiddetle mücadele, sadece kadınların değil, toplumun tüm bireylerinin sorunudur. Erkek mağduriyetini yok saymak, gerçek adaleti inşa etmenin önünde engel olabilir.

25 Kasım gibi günler elbette kadına şiddeti görünür kılmalı, farkındalığı artırmalı. Ama bu günler, erkekleri şeytanlaştırmak için bir fırsata dönüşmemeli. Çünkü şiddeti önlemek istiyorsak; mağduru ve failini yalnızca cinsiyetle değil, insan olarak görmeli; eşitlik ve adalet temelinde ortak bir mücadele zemini oluşturmamız gerekiyor.