Gazipaşa Caddesi'nde Son Ayrılık...

Yağmurlu bir akşamdı Zonguldak’ta. Son kez el ele tutuşup yürümüştük Gazipaşa Caddesi’nde.

Abone Ol

Kısa bir caddeydi belki ama, ömrümün en uzun yolculuklarını da yaşatmıştım bir başıma.İnsan bazen hayatının en ağır gönül yüklerini,en kısa caddelerde taşır.

O gün gözlerim yaşlıydı,sen görme diye başımı yana çevirmiştim. İçimde esen rüzgâr,aslında ayrılığın kendisiydi. Baharı,aşkı ve güzelliği ne çabuk harcadığımızı düşündüm.
Oysa hayallerimiz masum bir Türkü gibi saf ve içtendi. Seninle hatıralarımız olacaktı,içinde kin ve nefretin değil, merhametin, sevginin ve gülümseyişlerinin olduğu...

O akşam üzeri, caddenin bir köşesinde keman çalan esmer,zayıf ama umut dolu çocuklar vardı. Harçlık verdim.
Uzattın elin, usulca harçlık verdin onlara.
Seni diğerlerinden ayıran en büyük özelliğin de merhametindi ve samimiyetindi...
İnsanları tenine, kimliğine bakmadan olduğu gibi kabullenmisştin.
İşte bu yüzden, yanındayken kendimi daha insancıl hissediyordum.

Yağmurun her damlası yüreğimde yankılanıyordu.
Eğer yağmurun elleri olsaydı,her şeyden önce yalnızlığıma sarılırdı.Ama yolun sonu görünmüştü artık.
Mecburi istikametler, ayrılık yollarına çıkarmıştı bizi.

Sonrası mı ?... Beklemeyi öğrendim.Yollarını, izlerini,adımlarını beklemeyi. Karaelmas’ın emek ve alın teri kokan sokaklarında seni görmeyi özledim.

Şimdi dönüp bakınca anlıyorum. Zonguldak’ın yağmurları sadece şehri ıslatmazmış. kömür kokulu yağmur damlaları, yalnız yüreklere de devaymış.

Murat İLERİ