Özellikle Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan madencilerin 2 Ağustos’ta başlatmayı planladığı grev, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın müdahalesi ve yapılan yeni zam teklifi sayesinde iptal edildi.
YENİ TEKLİF GREVİ DURDURDU
Hükümet ile TÜRK-İŞ arasında yapılan görüşmeler sonucunda ortaya konan yeni zam teklifini Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) işçilere sundu. Yapılan oylamada, çoğunluk işbaşı yapma yönünde karar verdi. Böylece hem grev kararı geri çekildi hem de ülke ekonomisi için kritik olan kömür üretiminin sekteye uğraması engellendi.
Teklifin öne çıkan başlıkları şöyle:
Günlük brüt ücreti 1400 TL’nin altında olanlar için ücret 1400 TL’ye çıkarıldı.
Tüm işçilere 40 TL seyyanen zam yapıldı.
İlk 6 ayda yüzde 24 zam uygulanacak.
İkinci 6 ayda 50 TL ek zam ve yüzde 11 artış yapılacak.
Ağır işlerde çalışanlara yüzde 7, diğer işçilere yüzde 3 oranında ek prim verilecek.
Enflasyon oranı yüksek çıkarsa farklar ayrıca ödenecek.
GREV OLSAYDI NE OLURDU?
Grev kararı hayata geçseydi hem işçiler hem de kurum büyük kayıplar yaşayacaktı. Grev süresince maaş alamayacak olan madenciler maddi olarak zor durumda kalacak, aynı zamanda üretimdeki duraklama Türkiye’nin kömür ihtiyacını da olumsuz etkileyecekti. Bu nedenle grevden vazgeçilmesi hem ekonomik hem de toplumsal açıdan doğru bir karar oldu.
EKONOMİK ZORLUKLARA RAĞMEN YAPILAN ADIM
Hükümetin, ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde kamu işçileriyle masaya oturarak uzlaşmacı bir tavır sergilemesi, sosyal barışın korunması açısından önemli bir gelişmeydi. Maden işçilerinin taleplerine duyarlılık gösterilmesi, kamuda çalışanlar için güven verici bir adım olarak değerlendirildi.
SENDİKANIN YAKLAŞIMI ÖRNEK OLDU
GMİS’in, karar sürecine üyelerini dahil ederek hareket etmesi demokratik sendikacılık açısından olumlu bir örnek oluşturdu. Üyelerin oyu doğrultusunda alınan karar, sendika-işçi ilişkilerinde güveni pekiştirdi. Madencilerin grev yerine üretime devam etme kararı, bu sürecin ortak akılla yürütüldüğünü gösterdi.
BİR SOSYAL UZLAŞI BAŞARISI
Sonuç olarak bu gelişme, yalnızca bir zam pazarlığı değil, aynı zamanda sosyal diyalogla çözümün mümkün olduğunu gösteren bir örnek olarak tarihe geçti. Grevden vazgeçilmesi, Türkiye’nin enerji üretimi için olumlu bir adım olurken, işçilerin haklarının gözetildiği bir uzlaşma ortamının da mümkün olduğunu ortaya koydu.