Toplumun hemen her kesiminde güdümlülerle karşılaşmak mümkündür. Bu tip insanlar kendi düşüncelerini, kendi iradelerini kullanmak yerine başkalarının yönlendirmesiyle hareket ederler.
Daha çok, kendine başkaldırmayan, itiraz etmeyen, etliye sütlüye karışmayan ve sadece kendi talimatlarının uygulanmasını isteyen kişiler tarafından tercih edilirler. Bir nevi emir erleridir.
Bu kişiler kendi fikirlerini, düşüncelerini ne kadar doğru olsa da söyleyemezler. Onlarla sohbet ettiğinizde “ah, birde sen benim içimde kopan fırtınaları bir bilsen” diye farkında olmadan güdülülüyor olduğunu itiraf ederler.
Güdümlüler, kendilerinden istenilen davranış biçimi yanlış olsa dahi itiraz etmezler. Gücün esareti altındadırlar adeta. Biat etmişlerdir. Birçok kişinin sitem ettiği konularda onlar bu isyanlarını bastırmak zorunda kalırlar. Bir süre sonra da güdülmek hoşlarına gider ve bu gücün esiri olurlar. “Ben alacağım parayı bilirim, ben oturduğum koltuğu bilirim, ben ağzıma çalınan bir parmak balı bilirim”in geçici keyfini sürerler...
Çoğu çözümsüzlüğün, aksaklığın, başarısızlığın, toplumsal tepkilerin sebebi bu güdümlülerdir.
Evde karısının dediğinden çıkmayan bir erkeğe halk arasında nasıl kılıbık denilirse bir siyasetçinin güdümünde olanlar da siyasetin, cemaat liderinin güdümünde olanla cemaatin, İş yerinde patronunun, şefinin, ya da iş arkadaşının güdümünde olanlar iş yerinin kılıbığıdır.
Hırslı, başarılı ve iddialı bir teknik direktör maça çıkacak oyuncularını kim akıl verirse versin, kendi hür iradesiyle ve her şeyi göze alarak en formda olanlardan tercih eder.
Ancak güdümlü bir teknik direktör kulüp başkanının tavsiye ettiği ve hatta eline tutuşturulan kadro listesini sahaya sürer. Sizce bu takımın galip gelme şansı nedir?
Bu güdümlü, kılıbık teknik adamlar, kendisini işe alan kişinin sözünden çıkamaz. Sahaya onun verdiği kadroyu sürer. Hata yapan oyucuyu kendi iradesiyle oyundan alamaz. Bu takıma gönül verenlerin taraftarları tribünlerde yırtınsın dursun, galibiyet gelmiş, gelmemiş kimin umurunda. Biat ettikleri mutlu olsun yeter!
Bu tür insanların hiç bir yaptırım gücü yoktur. İradeleri ipotek altına alınmıştır. Özgüvenlerini yitirmişlerdir. Dış kapının dış mandalıdırlar. Talimat vereninin yanlışlarına, hatalarına hep evet demek durumundadırlar.
Bizi en çok ilgilendiren kısmı siyasi güdümlüler, kılıbıklardır. Genelin değil bireyin başarısı için çalışırlar. Çünkü bu etkisiz elemanlar ne kadar çok olursa başarı oranı, hedeflere varma oranı, kazanma oranı o kadar düşük olacaktır.
Bu siyasi kılıbıklar, liderleri kimse hangi kapıyı işaret ederse sorgusuz sualsiz ortaya giderler. DAVA denilen kavram onlar için KİŞİ kavramıyla yer değiştirmiştir!
Güçlü kadro kurmak yerine sözünü dinleyenlerden, sözünden çıkmayanlarda bir kadro kurmak hangi alanda olursa olsun başarı bekleyenlere, hizmet bekleyenlere atılan en büyük kazıktır!
Mehmet Çelebi