Dünyanın en çok başvurulan referans kitaplarından biri haline gelen Guinness Rekorlar Kitabı’nın ortaya çıkışı, başlangıçta oldukça sıradan görünen tartışmaya dayanıyor. 1950’li yılların başında İngiltere’de bir av etkinliğine katılan Guinness Bira Fabrikası’nın yöneticisi Sir Hugh Beaver, davet sırasında kuşlarla ilgili bir iddiayla karşı karşıya kalıyor. Masadaki sohbet, avcılık deneyimlerinin ve gözlemlerin paylaşıldığı sırada “Avrupa’daki en hızlı av kuşunun hangisi olduğu” sorusuna geliyor. Sorunun net bir cevabı olmadığı fark edilince sohbet adeta çıkmaza giriyor.
Kitabın Doğuşunu Sağlayan İddianın Arka Planı
Tartışma büyüdükçe Beaver, kesin bilgi sunacak bir kaynağın eksikliğini daha belirgin şekilde fark ediyor. Avcılık, doğa gözlemleri veya günlük yaşamda tartışma konusu olan benzer iddialar için herkesin başvurabileceği güvenilir bir kitap bulunmaması, aslında bu konuya duyulan ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Gerçekte, “rekorların derlendiği kapsamlı bir kaynak neden olmasın?” düşüncesini doğuruyor.
Beaver daha sonra Norris ve Ross McWhirter kardeşlerle iletişime geçerek, ölçülebilir, doğrulanabilir ve dünyada merak edilen tüm “en”lerin yer alacağı liste oluşturulmasını istiyor. Aylar süren araştırmalar ve derlemelerin ardından hazırlanan ilk baskı 1955 yılında yayımlanıyor ve kısa sürede hem İngiltere’de hem dünyanın birçok yerinde büyük ilgi görüyor. Kitap, yalnızca bir söylentiyi çözmek için değil, günlük yaşamda sıkça sorulan ama o dönemde cevabı bulunamayan birçok tartışmayı sonlandırmak için tasarlanmış bir referans kaynağına dönüşüyor.
Guinness Rekorlar Kitabı’nın ortaya çıkmasına neden olan iddianın özü, yıllar sonra dünya çapında bir fenomene dönüşecek bu projenin ilk kıvılcımı olarak kabul ediliyor:
“Avrupa’nın en hızlı av kuşu hangisidir?” sorusu üzerine yaşanan bir tartışma.