Hiçbir meslek, hiçbir kimlik, kimseyi hukukun üzerinde kılmaz.
Enver Aysever’in gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıyla birlikte “ifade özgürlüğü” tartışmaları yeniden alevlendi. Ancak bu tartışmaların merkezinde gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir ilke duruyor:
Hakaret etmek özgürlük değildir.
Gazetecilik, suç işleme aracı olarak kullanılamaz.
AYSEVER NE SÖYLEDİ?
YouTube yayınlarında sivri üslubuyla bilinen Enver Aysever, televizyon kurallarından uzak olmanın verdiği rahatlıkla zaman zaman toplumun belirli kesimlerini hedef alan sert ifadeler kullanıyordu. Son yayınlarından birinde bu kez “sağcılık” kavramını hedef aldı ve şunları söyledi:
“Sağcılık suçtur.”
“Sağcılık ahlaksızlıktır.”
“Sağcıların vicdanı yoktur.”
“Vicdanlı bir insan dindar olsa bile solcudur.”
Bu sözler, sosyal medyada kısa sürede büyük tepki topladı.
Haklı tepkiler üzerine Aysever hakkında inceleme başlatıldı ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla gözaltına alındı. Savcılıktaki ifadesinin ardından nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edilerek tutuklandı.
Burada altını çizmek gerekir:
Kim olursa olsun, ister gazeteci, ister siyasetçi, ister sıradan bir vatandaş… Suç işlediyse doğal olarak gözaltına da alınır, tutuklanır da.
Bu durum sadece Enver Aysever’e değil, toplumsal barışı tehdit eden, insanları birbirine düşürmeye çalışan herkese geçerlidir. Çünkü hiçbir kimse; kimliği, mesleği, siyasi görüşü ne olursa olsun toplumun bir kesimini “ahlaksız, vicdansız” diye yaftalama hakkına sahip değildir.
BASIN KONSEYİ KINAMIŞ BAK SEN YA!
Aysever’in tutuklanmasının ardından Basın Konseyi bir açıklama yaparak kararın “anayasa ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu” ileri sürmüş. Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Tutuklamanın hak ihlali olduğu,
İfade özgürlüğünün anayasal güvence altında bulunduğu,
Aysever’in derhâl serbest bırakılması gerektiği…
Bak sen ya!
Basın Konseyi’ne göre bu karar “yasaların zorlanması” anlamına geliyormuş
Yok ya
Acaba aynı Basın Konseyi
Sağcıları değil de Solcuları suçlayan bir açıklama olsaydı ve o Gazeteci tutuklansaydı aynı kınamayı yapacak mıydı
Hiç zannetmiyorum
Elbette ifade özgürlüğü demokrasinin temelidir. Ancak ifade özgürlüğü; hakaret özgürlüğü değildir, nefret üretme hakkı hiç değildir.
Bir gazetecinin görevi:
Toplumu bilgilendirmek,
Gerçeğin peşinden gitmek,
Eleştirmek ama hakarete varmadan,
Fikir söylemek ama nefret dili kullanmadan...
Özgürlüğün olduğu her yerde sorumluluk da vardır.
Bugün konu Enver Aysever olabilir. Yarın başka biri olur. Ama ilke değişmez:
Kimse kimseyi aşağılayamaz, toplumu birbirine düşüremez, hakaret edip bunu “özgürlük” diye sunamaz.
Gazeteci de olsak, siyasetçi de olsak, sıradan bir yurttaş da olsak…Hukuk herkes için eşit uygulanmadığında özgürlükten, adaletten, güvenden söz edilemez.
Eğer Aysever suç işlediyse toplumdaki her birey gibi bunun bedelini ödemekle yükümlüdür.
Özetle;
Özgürlük, sorumsuzluk değildir.
Gazetecilik ise asla suç işleme özgürlüğü değildir.