Bir bakışınla günüm aydınlanır,bir sözünle yarınlarım yeşerirdi. Hani kalbinin en temiz köşesine seni yerleştirmiştim. Umutlarım seninle büyürdü,hayallerim seninle çoğalırdı.
Sonra bir gün, beklenmedik bir anda,ellerimi bırakıp gittin.
Giderken ardında sadece sessizlik bırakmadın aslında.
Yüreğimde koca bir yara açtın, hayallerimi yıktın.
Bazen insan,en çok sevdiğini kaybettiğinde hayatın bütün ağırlığını omuzlarında hisseder.
O an,zaman sanki durur ve sadece kocaman bir boşluk kalır geriye…
Ama hayat,her zaman bizi kırmak için değil,öğretmek için de sınar.
Ben de acının ve gözyaşının ortasında kaldım bir zamanlar.
Ama yine de o yalnızlığın içinde kendimi yeniden keşfettim.
Sen başka bir bahara yürürken,ben kendi içimde yeni filizler verdim.
Kırık dallarımın yerine umut ekildi, yavaş yavaş yeşerdi.
Bazen geriye dönüp bakıyorum da,bir zamanlar benim sevdiğimdin,en sevdiğimdin…
Sayende öğrendim ki,insanın en büyük sevgisi,önce kendini sevebilmesinde saklıdır.
Artık,gözlerimi kapatıp acıya hapsolmak yerine,geleceğe doğru adım atmayı seçiyorum.
Gözün aydın, sevin gayrı…
Ben artık kendi aydınlığımı ve yarınlarımı buldum. Çünkü, yarınlar hâlâ umut dolu,hayat hâlâ güzel.
Bu güzelliği keşfetmeye en çok ihtiyacım olan an, tam da bu an...
Not:Bu ve benzeri yazılarımda geçen kişi ve olaylar tamamen hayal ürünüdür.
Gerçek yaşantım ile doğrudan bir ilgisi yoktur.