İçeriden Çıkacak Birazdan Adam...

Adam içerideyken zaman,duvarlara çarpa çarpa yürüdü. Saatler uzadı, geceler ağırlaştı.

Abone Ol

Demir kapı kapandığında çıkan ses,göğsünün ortasında yankılandı. Kalbine vurulmuş bir mühür gibiydi.
O günden sonra sabahlar aynı soğuk taşlara basarak başladı.Taşlar soğuktu ama adamın içi daha soğuktu.

Koğuşun penceresi dardı.Gökyüzü,sanki bilinçli olarak esirgenmişti.
Yine de o dar aralıktan süzülen mavi,adamın içini yumuşatırdı.Orada, o mavinin içinde bir yüz vardı.
Özlemin rengi olmuştu o mavi; akşamüstü suskunluğu gibi ağır, ama asla terk etmeyen bir ağırlık.

Geceler,uykunun değil düşüncenin zamanıydı.Yatak gıcırdadığında adam irkilirdi.Uykuyla uyanıklık arasında bir ses dolaşırdı zihninde.
Duvarların arasından sızan bir hatıra gibi, omzuna konan bir varlık gibi.
Yalnızlık,sırtına geçirilen kalın bir paltoydu; çıkaramazdı,o yüzden omuzlarında taşımayı öğrendi.

Avluda yürürken ayakları yere değil, geçmişine basardı. Her adımda eski kavgalar kabarırdı. Mücadele,adamın göğsünde ağır bir taş gibiydi.
Bırakmak isterdi bazen,ama bilirdi;o taş bırakılırsa kendisi eksilirdi. Kavga,yumrukla değil;duruşla verilirdi.

İçeride insan kendini saklayamazdı. Kaçacak kalabalık yoktu.Adam, nefsinin gölgesini duvarlarda gördü. Öfkesinin altındaki kırılganlığı, suskunluğunun içindeki inadı fark etti.
Sabır,diş sıkmak değildi;içi sakinleştirmekti. Tevekkül,düşmek değildi;yükü doğru yere bırakmaktı.

Kapılar açılıp dışarı çıktığında,adam başka bir sınavın içine düştü.
Zamanın ruhu değişmişti.
İnsanlar birbirini satıyor,menfaat dostluğun önüne geçiyor,iki yüzlü ve onursuz kişilikler ortalıkta rahatça dolaşıyordu.
Korku,bazılarına öyle işlemişti ki;başını okşayan ele sığınan bir sokak köpeği gibi,teslimiyeti güven sanıyorlardı. Adam bu manzarayı gördü ve sustu. Çünkü çürüme,en çok gürültüyle gizlenirdi.

Kendi gücünün farkındaydı. Mücadelesinin, öfkesinin,yıkıp geçebilecek iradesinin bilincindeydi.
Her şeyi alt edebilecek kudreti, damarlarında dolaşıyordu.
Buna rağmen sessizliği seçti. Sessizlik onun için geri çekilmek değil, derinleşmekti.
Her söz vaktini beklerdi;her hamle doğru zamanını.

Beklediği şey bir intikam değildi.Biraz zamandı sadece. Zamanın eleğiyle dökülecek olanı görmekti muradı. Çünkü adam bilirdi ki;hakikat acele etmez,güç gösteriş yapmaz.Sabır,en ağır kavgayı bile diz çöktürürdü.

Kapılar açıldığında ışık gözlerini almıştı. Dünya geniş,sesler fazlaydı.Adam kalabalığın içinde ağır ağır yürüdü.
Bir omuzunda yılların ağırlığı,bir kalpte taşınmış bir söz vardı.Sarıldıkları an zaman yumuşadı. Özlem kaybolmadı; yerini sükûnete bıraktı.

Adam hâlâ yolundaydı.Demirin izi silinmemişti ama yönü berraktı. Mücadele bitmemişti;şekil değiştirmişti.
Bazı insanlar özgürlüğü bağırarak değil,susarak taşırdı. Bazı bekleyişler, yaklaşan fırtınanın sessizliğiydi.

Murat İLERİ