Aslında yan yanayken, diz dizeyken, göz gözeyken birbirimizden ne kadar da uzakmışız.
Meğerse, bir hikayenin orta yerinde, birimiz çok sevmişiz, diğerimiz hiç sevmemişiz.
Birimiz, boğulurken sevgi nehrinde, diğerimizin yüreği, kor ateşi gibiymiş.
Şimdi neresinden tutarsam tutayım, elimde kalıyor yapmacık bu aşk böceği.
Günlerce anlatabilirim bu kırgınlığımı, yok sayılmışlığımı ve unutulmuşluğumu.
Aslında hata benimdi, bu suç ve bu günah benimdi.
Mutlu yaşayabilmenin, şartının seni mutlu etmek olduğunu zannediyordum.
Oysa mutluluk, acıyı, gözyaşını, varlığı yokluğu, hastalığı ve sağlığı kısacası hayatı paylaşmakla mümkündü.
Senin, o bencil yüreğin, istesen de sevgiyi kaldıramazdı.
Geçmişte ,bana karşı yaptıklarını unutmayı denedim.
Kaç kez terk edip, bırakıp gittin beni orta yerde?...
Kaç kez,beni acılarımla baş başa bıraktın?...
Kör kuyularda Yusuf oldum.Bağırdım, feryat ettim, duymadın !...
Zindanlarda Cem Sultan'dım,ölümü bekleyen.Yine de bir kez olsun, kalp gözü ile görmedin beni.
Aşk uğruna da olsa, insan onurunu korumalı.
Göz göre göre, ayaklar altına aldırmamalı yüreğini.
Hiç kimsenin ezip geçmesine, müsaade etmemeli kalbini.
Murat İLERİ