Okumaya Başlayınca Fark Edeceksiniz, Bu yazı Sizinle ilgili!

Okumaya Başlayınca Fark Edeceksiniz, Bu yazı Sizinle ilgili!, Bitirdiğinizde Hak vereceksiniz...

Abone Ol

Devrek Esnafı Nerede? Paranın Rotası Neden Ankara?
Merak ediyoruz...
Belediyemizin ve diğer kamu kurumlarının ürün, hizmet, araç, malzeme ve gıda alımlarında neden Devrekli esnaf tercih edilmiyor?
Devletimiz bu kaynakları gönderirken sadece ihtiyaçların karşılanmasını değil, aynı zamanda yerel esnafın kalkınmasını, bölge ekonomisinin canlanmasını hedeflemektedir. Eğer amaç sadece ürün göndermek olsaydı, malzemeyi Ankara’dan kendisi getirir, teslim ederdi. Ama öyle değil.
Bu kaynaklar yerel yönetime ulaştırılırken, aslında bir mesaj da iletilir:
"Kendi esnafınla çalış, kendi ticaretine hareket kazandır."
Bölgesel kalkınmanın özü budur.
Ekonomik ve sosyal yapının dengeli gelişmesi, refahın tabana yayılması, kaynakların yerel ölçekte verimli kullanılması...
İşte bu yüzden yerel satın alma hayati önemdedir.
Peki Devrek’te durum ne?
Alımların büyük kısmı Ankara’dan yapılmakta.
Devrekli esnaf ise izlemekte.
Ne bir tepki, ne bir açıklama, ne de bir serzeniş duyulmakta.
Oysa bu suskunluk, gelecekteki ticari daralmaya sessizce razı gelmektir.
Bu tablo, sanki “Ankara’dan alınmasında hiçbir sakınca yok” algısını yaratmaktadır.
Oysa var.
Devrek’in esnafı bu ekonomik döngünün dışına itildikçe, şehir yalnızca fiziken değil, ekonomik ruhuyla da küçülmektedir.
Ticaret Odası yöneticileri mi?
Seçim dönemlerinde esnafla selamlaşan, sonrası ortadan kaybolan temsilciler...
Ne yazık ki bu konuda da kamuoyuna açık, net bir duruş sergilememektedirler.
Oysa yerel ticaretin, sanayinin, üretimin gelişmesi onların da sorumluluk alanındadır.
Bugün Devrek’te, “16 Temmuz olsun da bir nefes alalım” diyen yüzlerce küçük esnaf var.
Ama bu feryadı duyan, dillendiren, takip eden kaç kişi var?
Yerel ekonomi yalnız bırakılmıştır.
Oysa kamu alımları, bölgeye can suyu olur.
Şimdi soruyoruz:
Devletin verdiği kaynağı, neden kendi esnafına yönlendirmezsin?
Neden Devrekli bir tüccar, girişimci, usta bu döngünün dışında kalır?
Yarın geldiğinde geriye dönüp bakıldığında, belki şunu soracağız hep birlikte:
“Biz neden kendi esnafımıza sahip çıkmadık?”
Cevap belli:
Çünkü zamanında kimse sesini yükseltmedi.
Devrek'te Meydan Yapıldı Ama Ortada Hangi Faydalar Var?
Devrek'te yıllardır süregelen bir tartışma var: Yapılan hizmetler kime ne fayda sağladı?
Bunu en somut haliyle meydan örneğinde görüyoruz.
Belki üç, belki dört defa aynı meydan elden geçti.
Mermerle başladık, taşa geçtik, ardından betona döndük.
Her defasında yeni bir zemin, yeni bir teknik, yeni bir umut…
Ama her defasında olan Devrekli'ye oldu.
Deneme-yanılma yöntemiyle sonunda "güzel" bir meydan elde ettik belki…
Fakat bu süreçte kimileri kazanç sağlarken, Devrek halkı sadece izlemekle yetindi.
Sonuç mu?
Meydan, olması gerekenin gerisinde, ama öncekinin az da olsa ilerisinde.
Devrek’te acil her konuda bir çalışma yürütülüyor, evet…
Fakat bu çalışmaların şeffaflıkla yürütüldüğünü söylemek için daha fazlasına ihtiyacımız var.
Biz, halk olarak bazı sorular sormak istiyoruz.
Ve inanıyoruz ki; belediyemiz, sürecin içinde bu sorulara yazılı ve acıklayıcı olarak cevap verecektir.
Çetin Kuzlu’nun Duruşu: Devrek’te Nefes Alınan Günlerdi
Devrek halkı, bir döneme değil, bir nefese tanıklık etti.
O nefes, adaletin ve dürüstlüğün simgesi olan Çetin Kuzlu’nun, vekil başkanlık görevinde sergilediği kararlı duruştur.
Çetin Kuzlu, hukuka ve adalete olan bağlılığıyla tanınmış, ticaret hayatından gelen birikimiyle halkla iç içe yaşamış bir yöneticidir. Duruşu net, ahlaki prensipleri sarsılmaz, adaletten şaşmayan bir lider kimliğiyle Devrek’te görev yaptığı süre boyunca herkese eşit mesafede durmayı başarmıştır.
O, kimseye ayrıcalık tanımayan, hiçbir esnafın "yerimi beğenmedim" demesiyle planlarını bozmayan bir yönetici…
Olumsuzluklara göz yummayan, ücretsiz stand taleplerine boyun eğmeyen, "üç alana dört benden" demeyen; kuralı herkes için uygulayan bir anlayışın temsilcisidir.
Dürüstlükten taviz vermeyen, onuruyla görev yapan bir yöneticidir Çetin Kuzlu.
Gerektiğinde kendi zararına da olsa doğru bildiğinden şaşmayacak kadar dik bir duruşun, harakiri yapacak kadar ilkeli bir ahlakın sahibidir.
Bugün Devrek geriye giderken, Çaydeğirmeni yıldızlara uzanıyor.
Elbette Çaycuma da uzun yıllardır istikrarın ve prestijin adresi olmuş durumda. Gerçi son zamanlarda bu hız biraz yavaşlamış olsa da, temeli sağlam, vizyonu geniş bir yapıya sahip.
Kulislerde yine yeni vekil sesleri yükseliyor.
Çaycuma’da Sayın Bülent Kantarcı’nın da zaman zaman "acaba milletvekili olabilir miyim?" düşüncesine kapıldığı konuşuluyor. Neden olmasın? Bu dönem o dönem olabilir.
Öte yandan, Çaydeğirmeni’nde halkın gönlünde çoktan mazbatasını almış bir isim var:
Satılmış Gebeş…
Mazbatası olmasa da halkın vekili gibi çalışan Sayın Gebeş, çözüm odaklı yaklaşımı, kavgadan uzak yapısı ve samimi yönetim tarzıyla halkın duasını kazanmış durumda. Belediye personeli, sabah işe kaygısız gidiyorsa, bu huzur, yöneticiler sayesinde sağlanmıştır.
Sayın Gebeş’in en büyük farkı, beddua almaktan çekinmesi, duaya talip olmasıdır.
Vatandaşın gönlünü kazanan bir başkan olarak, adını belediyecilik tarihine huzurla, güvenle, adaletle yazdırmaktadır.