KOZLU

Pandeminin gölgesinde ağıtlar yakılan facianın acı izleri...

Abone Ol
Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü ocağında 3 Mart 1992’de meydana gelen grizu faciasında yaşamını yitiren 263 madenciden bazılarının, çalışırken üzerlerinde bulunan eşyalarının bir kısmı ve diğer malzemeler patlamanın ardından aynı iş yerinin toplantı salonunda sergileniyor. Yerel Tarih Araştırmacı kimliğiyle de tanınan Maden Mühendisi Ekrem Murat Zaman ve Başmühendis Mustafa Özçelik’in hazırladığı sergide, felaketin izlerini yansıtan madenci baretleri, botlar, aküler ve lambaların yanı sıra daktilolar ve farklı malzemeler yer alıyor.
TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü ocağında 3 Mart 1992’de meydana gelen patlamada, kurtarma çalışmalarında yer alan kurumun Tahlisiye (kurtarma) Mühendisi Ekrem Murat Zaman, araştırmacı gazeteci Orhan Akyüz’e, facianın yaşandığı döneme ilişkin gözlemlerini anlattı.
Maden Mühendisi Zaman, felaket olarak da nitelendirilen yaşadığı günle ilgili şöyle konuştu:
‘’TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda sergilenenler, gaz ve toz patlamasından (grizu) çıkarılmış malzemelerdir.
2013’den itibaren oranın (toplantı salonunda sergilenenler) durumunu bilmiyorum. Kurtarma çalışmalarına katılan ekiplerin toplayarak oluşturduğu sergideki o dolabı, o dönem kurumun İncir Harmanı Emniyet Başmühendisi Mustafa Özçelik ile birlikte hazırlamıştık.
3 Mart 1992 tarihinde saat 19.45-20.00 arasında meydana gelen Kozlu Ocakları Gaz ve Toz Patlaması sonrasında, 1997 yılı sonuna kadar sürdürülen ocakların yeniden kazanılmasına da paralel yürütülen kurtarma çalışmalarını anlatmaya çalışacağım.
Patlamanın hemen ardından, kurtarma çalışmalarına başlandı. Özellikle mahsur kalanların ve yaralıların kurtarılması çalışmaları, 5 Mart 1992 saat 12.00’ye kadar aralıksız sürdürüldü.
Tahlisiye ekipleri tarafından yapılan ilk tespitlerden sonra engellerle karşılaşılmayıp, çalışma koşullarının sağlanabildiği, havalandırmanın da yeterli olduğu yerlerde çalışmalara cihazsız olarak devam edildi.
529 İŞÇİ KURTARILDI
5 Mart 1992’de saat 12.00’ye kadar sürdürülen ilk etap kurtarma çalışmalarında, 529 çalışanımızın sağ, aynı zamanda 78 çalışanımızın yaralı kurtarılarak hastanelere gönderildiği anlaşıldı.
Yangınla mücadele ve havalandırma sorunlarının çözümüyle birlikte kurtarma çalışmaları yürütülürken, ilk etapta 115 şehit madencimiz yer altından çıkarılarak ailelerine teslim edildi, gidilebilen her yere de ulaşılmıştı. Yangın, göçük gibi nedenlerle ulaşılamayan yerlerdeki 147 şehidimizin kurtarılması gerekiyordu.
Yer altında çalışma yürüten ekiplerden alınan bilgilere dayanılarak, yeni bir patlama ortamının oluşabileceği endişesiyle «Kriz Komisyonu» aynı yıl 5 Mart’ta saat 12.00’de çalışmaları durdurdu. Tüm ekiplerin yeryüzüne çıkması istendi.
Kriz Komisyonu’nun aldığı kararlar doğrultusunda, 5 Mart tarihinden itibaren 20 gün süre ile Kozlu ocaklarının tamamının yeryüzü ile bağlantıları barajlarla kapatıldı.
26 Mart 1992 tarihinde barajlar açıldı. Fakat gaz analiz değerlerinin ‘yangın ve patlayıcı ortam göstermesi’ nedeniyle ocaklar tekrar kapatıldı.
OCAKLARA 9 MİLYON METREKÜP SU POMPALANDI
Su ile söndürme kararı verilerek, aynı gün 30 numaralı kuyudan ocaklara su verilme işlemine başlandı. Ocaklara su basma işlemi 27 Haziran 1992 tarihinde durdurulduğunda, eksi 282 kotuna kadar ocaklara su doldurulmuş oldu. 3 ay içinde yer altına toplam 9 milyon 203 bin 442 metreküp su basılmış oldu.
28 Temmuz 1992’de ocakların açılmasından sonra ikinci etap kurtarma çalışmaları ve ocakların yeniden kazanılması çalışmalarına başlandı. 2-14 Ağustos 1992 tarihleri arasında eksi 200 katından 63 şehit madenci alınarak ailelerine teslim edildi. Cenazeleri, yer altında tertip edildiği yer, lamba numarası, özel eşyaları ve ayrıca tanıdığı bir veya birkaç mesai arkadaşı tarafından teşhis edilerek hazırlandı. 1 numaralı kuyu başında Cumhuriyet Savcılığı tarafından, yakınlarının tanıklığı ile yapılan kimlik tespitinin ardından ailelerine teslim edildiler.
5 Ekim 1992 tarihinde eksi 300 katına giriş yapıldı ve ‘Ocakların Yeniden Kazanılması’ çalışmaları başlatıldı.
Eksi 300 ve daha alt katlarda yürütülen kurtarma çalışmaları; ‘Su Boşaltma’ ve ‘Ocakların Yeniden Kazanılması’ çalışmalarıyla paralel yürütüldü.
1 Mart 1993 tarihi ile 30 Mayıs 1997 tarihi arasında eksi 300 ve daha alt katlardaki şehit madenciler alınarak ailelerine teslim edildi. Bu 5 yıllık süre içinde ana katlar, kurtarma çalışmalarına paralel çalışmalarla kazanıldı, Kozlu Müessesesi, yeniden çalışır hale getirildi.
PATLAMANIN ARDINDAKİ EŞYALAR
Zor koşullarda tamamiyle Kozlu Müessesesi elemanları tarafından yürütülen kurtarma çalışmalarında, şehit madencilerin üzerinden çıkan değerli eşyalar ailelerine teslim edildi. Burada sergilenen koruyucu malzemeler ve şehit madenci ailelerinin teslim almadığı kişisel malzemeler de 3 Mart 1992 tarihinde yaşananların unutulmaması ve ders alınması için salonda sergileniyor.’’
ACILARDAN DERS ALINMALI
Yaşanan acılardan ders alınması, kabul edilemeyecek bu ve benzeri olası yeni felaketlerin olmamasının yanı sıra işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden önlemlerin alınması gerektiği için bu yazıyı kamuoyuyla paylaşma gereği duydum.
FACİANIN 29. YILINDA 263 MADENCİ ANILDI
Bu arada, havza tarihinin en büyük kazalarından 3 Mart 1992’deki grizu patlamasında yaşamlarını yitiren 263 madenci, şehit oldukları 3 Mart 1992’nin 29. yılında da TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’nde maden işçilerinin ocağa giriş yaptığı kuyu başı tabir edilen alanda anıldı.
Genel Maden İşçiler Sendikası Genel Başkanı Hakan Yeşil de şehit madenciler için düzenlenen törenin, pandemi tedbirleri kapsamında sosyal mesafe kurallarına riayet edilerek gerçekleştirildiğini bildirdi.
DEĞERLERE DEĞER VERİLMELİ
‘’Değerlerimize değer vermek, değerlerimize değer katmaktır’’ anlayışıyla Zonguldak’ın değerlerinden, Zonguldak sevdalısı olarak bilinen ve kentte TTK Zonguldak Maden Müzesi ve Üzülmez Vadi Projesi gibi birçok kalıcı eserlerin baş mimarı olarak bilinen Yerel Tarih Araştırmacı kimliğiyle de tanınan Maden Mühendisi Ekrem Murat Zaman’a, facianın canlı tanığı olarak verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum.
HABER-FOTOĞRAFLAR: ORHAN AKYÜZ