Sesini duymadığım anlarda bile varlığını hissediyorum.
Gece ağırlaşıyor.
Karanlık büyüyor.
İçimde sadece ona açılan bir kapı kalıyor.
İnsan bazen tek bir nefesi bekler.
İşte o nefes,onun adında saklı.
Aşk böyle bir hâl.
Korkutuyor ama çağırıyor.
Yakıyor ama iyileştiriyor.
İçimdeki her kırığı onaran bir el gibi davranıyor.
Tasavvuf ehlinin söylediği bir sır vardır.
Kalp,sevdiğini kendine perde yapar.
Benim kalbimde ise tek perde onun gölgesi.
Yalnızlığım bazen ayaz gibi çöker üstüme.
Dokunduğu her şeyi buz gibi yapar.
O an bir sıcaklık yükselir içimden. Sanki uzaktan gelen bir dua gibi.
Belki o dua,onun hatırlanışıdır.
Göğe savurduğum her hayalin üzerine yine onun adını yazıyorum.
Düşmek artık korkutmuyor.
Yanmak bile ürkütmüyor.
Her ateşin ardında bir yeniden doğuş olduğuna inandırıyor beni.
Özlem,gecenin en derin yerinde duruyor.
Sessiz bir zikir gibi sanki.
Kalbime her dokunduğunda ruhumun başka bir teli titriyor.
Uzaklığı bile yakınlaştıran bir sır sanki.
Her sabah “Bugün de eksik kaldım.” dediğimde, gözlerimin önüne onun hayali geliyor.
Perde yeniden aralanıyor.
Karanlık azalıyor.
İnsan bazen sadece bir bakışın hatırasıyla bile hayata dönebilir.
Aşk bazen bir yolculuktur.
Yolun kendisi karanlık,yönü aydınlıktır.
Attığın her adım seni kendine yaklaştırır.
Kendine yaklaştıkça ona daha çok kavuşursun.
Bu hâle tatlı bir karanlık diyorum.
Hem aşk kokuyor hem de teslimiyet.
Hem özlem taşıyor hem de huzur.
Hem yakıyor hem de arındırıyor.
İnsan,sevdiğine gönülden bağlanınca kendi benliğini buluyor.
Karanlığın ortasında bile bir ışık beliriyor.
O ışığın adı bazen aşk oluyor.
Bazen özlem.
Bazen de sessiz bir dua.
Murat İLERİ