ZONGULDAK

Şenol; "Ey Müslümanlar! Ey Vicdan Sahibi Dünya Halkları!"

Abone Ol
Filistin Meselesi, Kıbrıs Meselesi, Keşmir meselesi ve İslam coğrafyasında körüklenmeye çalışılan kavmiyetçilik ve mezhep savaşları olarak çıkmaktadır. British Raj sistemi ile Asya’da kurumsallaşan İngiliz emperyalizminin ektiği tohumlar son dönemde Hindistan’da devlet eliyle Müslümanlara karşı yürütülen insanlık dışı uygulamalar olarak ortaya çıkmaktadır. Yıllarca İngiliz sömürgesine maruz kalan Hint coğrafyası, İngilizler çekilse de zulüm zihniyetini devam ettiren hatta şiddetini artıran yönetimler tarafından idare edilmiştir. 1947’de resmi olarak kurulan Hindistan, kurulduğu günden itibaren Müslümanlara azınlık muamelesi yapmış, temel hak ve hürriyetlerden mahrum etmiş ve şiddet olaylarını desteklemiştir. Hindistan Halk Partisi lideri Narendra Modi’nin 2014 yılında iktidara gelmesinden bu yana Müslümanlara yönelik izlenen ayrımcı politikalar insan hakları ihlali seviyesini çoktan aşmıştır. Hindistan Parlamentosu'ndan 11 Aralık 2019'da kabul edilen 2019 Vatandaşlık (Değişiklik) Yasası, anayasanın adalet ve eşitlik ilkesine en büyük darbeyi vurmuştur. Bu kanun ile Afganistan, Bangladeş ve Pakistan'dan Hindistan’a gelen Hindu, Sih, Budist, Jain, Parsis veya Hıristiyanlar “zulüm gören dini azınlıklar” olarak tanımlanarak Hindistan vatandaşlığının verilmesinin önü açılmıştır. Müslümanlar ise bu kanuni düzenlemeden hariç tutulmuş ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık resmiyet kazanmıştır. 15 Mart 2022'de ise Karnataka Yüksek Mahkemesince, hükümetinin Müslüman kadınların eğitim kurumlarında başörtüsü takmalarına kısıtlama getiren kararnamesi onanmıştır. Böylelikle Müslümanlara yönelik devlet eliyle yürütülen politikalar sistematik taciz ve işkence seviyesine ulaşmıştır.  Hindistan’da iki yüz milyonun üzerinde Müslüman yaşamaktadır.  Gelinen noktada Hindu çeteler tarafından Müslüman kadın ve erkeklere yönelik yapılan taciz ve saldırılar yetmezmiş gibi, Hindistan güvenlik güçlerinin Müslümanlara yönelik işkence görüntüleri yüreklerimizi dağlamaktadır.   Bugün Hindistan’da Müslümanların ibadetlerine kısıtlamalar getirilmekte, camilerimiz tahrip edilmekte, çocukların İslami eğitimlerine engeller konulmakta, bacılarımızın tesettürüne el uzatılmakta, Müslüman kardeşlerimizin malları gasp edilmekte ve canlarına kast edilmektedir.  Kısacası Hindistan hükümeti Müslümanları asimetrik psikolojik terörün tüm yönleri ile kıskaca alınmış durumdadır. Hindistan Başbakanı Modi’nin Partisinin üst düzey yetkililerinin Peygamberimiz Hz. Muhammed ve eşi Hz. Aişe validemize karşı hakaret içeren ifadeleri bardağı taşıran son damla olmuştur. Kendi değerlerini savunmayanlar, adaleti ayağa kaldırmayanlar, Müslümanların izzet ve şerefini göz ardı edenler, İslam Birliği için çalışmayanlar, Yeni Bir Dünya idealine inanmayanlar elbet ahirette hesap vereceklerdir. Çağrımız; İslam ülke liderlerinin derhal toplanmaları, ülke yöneticilerimizin bu işte öncü olmaları ve dünyada yaşanan zulümlere karşı beraber hareket etmeleridir. Hindistan’daki Müslümanların sıkıntılarının giderilmesi, özgürlüklerine ve insanca yaşama hakkına sahip olmaları için tüm gayreti sarf etmeleridir. Aynı şekilde medyamızın Hindistan’da yaşanan zulümleri tüm gerçekliği ile yansıtmaları, sivil toplum kuruluşlarının ülke yöneticilerine yapacakları her çağrı, sorumluluk alma ve safımızı gösterme açısından önemlidir. Ey Müslümanlar! Ey Vicdan Sahibi Dünya Halkları!  Hindistan’da Müslümanlara yönelik yürütülen sistematik devlet politikasına ve yapılan haksızlıklara karşı tepkinizi göstermek için daha neyi bekliyorsunuz?  Unutmayın! Bir sonraki aşaması soykırım ve etnik temizliktir! Anadolu Gençlik Derneği olarak; Adil Düzene dayalı Yeni Bir Dünya kurulmadan zulümlerin bitmeyeceğini bir defa daha ifade ediyor, İslam ülke yöneticilerini ve vicdan sahibi Dünya halklarını sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.  Allah’a emanet olun.  "