Sessizliğe Yaslanan Hikaye...

Bazen insan bir anda durur. Hayatın gürültüsü kesilir. İçinde küçük bir kapı aralanır.

Abone Ol

Benim kapım, ruhuma serinlik getiren mavi gökyüzünün sessiz adımıyla açıldı.

Onu gördüğüm an tuhaf bir dinginlik çöktü içime.
Ne telaş bıraktı geride ne de keder.
Sadece derin bir nefes gibi dokundu.
Sanki yıllardır unuttuğum huzuru bana geri verdi.

Bakışı su gibi sakindi.
Sözleri rüzgârı andırıyordu.
Sessizliği düşüncelerimin arasına ince bir çizgi çekti.
Psikolojinin söylediği o sade gerçek aklıma geldi:
İnsan bazen kendini değil,kendine iyi geleni arar.

O deniz mavisi,bana iyi gelen şeyin adı oldu.
Yıllardır yorgun duran yüreğimde bir devinim başladı.
Anılarım yeniden ayaklandı.
Duygularım yerinden oynadı.
Filozofun söylediği iç yolculuk, tam burada kendini hatırlattı.

Yolumun yönü değişti.
Artık adımlarım ona doğru gidiyor.
Sessiz ama emin adımlarla.
Yumuşak ama kararlı bir şekilde.

Mücadelem de böyle başladı.
Zamanın ağırlığına karşı...
Kaderin zorlu sorularına karşı...
İçimdeki dalgalara karşı...
Çünkü bir şeyi fark ettim:
Ruhuna huzur getiren her şey insana güç verir.

Her düşüncem de ona ait bir iz var.
Her gecem de ona benzeyen bir sessizlik var.
Her duam da ona açılan bir kapı var.
Edebiyatın o derin anlatılarında geçen “Ruh eşi” kavramı zihnimde eğilip doğruluyor.
Ben o kavramı artık bir hayal gibi değil, büyük bir ihtimal gibi hissediyorum.

Kavuşmak düşüncesi içimde büyüyor.
Yol,ne kadar uzun olursa olsun umut kısalmıyor.
Bazen tek bir nefes, insana tüm yollara dayanacak iradeyi verir.
Ben o nefesi ondan aldım.

Her gün biraz daha ona yaklaşıyorum.
Her gece biraz daha içimi ona açıyorum.
Her sabah onunla başlayacak bir hayalin kapısını aralıyorum.

Bir gün, bütün yollar aynı sesi taşıyacak.
Bir gün,tüm çaba huzurla sonuçlanacak.
Bir gün,ruhuma umut getiren, o sevgili karşımda duracak.

Murat İLERİ