Solgun Bir İnancın Hikâyesi...

Çocukken bazı şeylerin adını koyamazdım. Yalnızca içimde bıraktığı ağırlığı hissederdim.

Abone Ol

Arka sokakta, kimsenin uğramadığı eski bir evin bahçesinde dururduk bazen. Orada,toprağa eğilmiş solgun bir çiçek vardı.
Ne dikkat isterdi ne de şefkat.
Varlığı,sanki dünyaya karşı alınmış sessiz bir tavırdı.Ona bakarken huzur değil,tuhaf bir tanışıklık hissederdim.
Sanki beni uzun zamandır tanıyordu.

Yanına oturduğumda içimdeki düşünceler susardı.Çocuk yaşta insanın içine çöken o anlaşılmaz hüzün, orada yer bulurdu.
O çiçek bana şunu sezdirirdi:Yaşamak, her zaman umutlu olmak değildir; bazen yalnızca dayanmaktır. Sessizce,kimseye hesap vermeden.

Yıllar ilerledikçe bu duygu peşimi bırakmadı.
Hayatın içine karıştım;kalabalıklar, sözler,kavgalar, demir ranzalar arasında yürüdüm.
İnsanoğulları ile konuştum ama çoğu zaman kendime yabancı kaldım. Ayrılıklar yaşandı. İçimde bir şey hep eksik durdu.
Özlem dediğim şey, bir kişiye değildi, garip bir hâleydi.Dünyaya karşı savunmasız ama asi olabildiğim zamanlardı.

İnsan beklerken kendini sorgulamaya başlıyor.Suçlulukla masumiyet birbirine karışıyor.Keşkeler, zihnin dar koridorlarında dolaşıyor.
Gece olduğunda düşünceler ağırlaşıyor;gündüz taşınan yüz, karanlıkta düşüyor.
O anlarda insan, kendi içinden kaçamıyor.
Ben de kaçamadım.

Bir gün,uzun bir aradan sonra, geçmişin içinden biriyle karşılaştım. Tanıdık bir yüz, eskimiş bir sesti. Zaman aramıza çok şey koymuştu. Birlikte oturduk eski bir bankta. Konuşmak zor geldi. Sessizlik, kelimelerden daha dürüst duruyordu.
O sessizlikte anladım ki,kavuşmak, sevinçten çok sükûnet getiriyor. İnsan,içindeki kavgayı kısa bir süreliğine susturmalı.
Ben bu gerçeği öğrendiğim de, henüz on yedi yaşındaydım, bir başıma hücredeydim.

O anda çocukluğumdaki bahçe yeniden kuruldu zihnimde. Solgun çiçek,suskun duruş,bekleyiş... Hayatın bana öğretmek istediği şey buydu belki de. İnanç,yüksek sesle savunulmaz.
Umut, her zaman parlak değildir.
Bazı insanlar ve bazı duygular, yalnızca içten içe yaşar.

Bugün şunu biliyorum:İnsan,en çok kendi sessizliğiyle sınanır. Özlem, insanı tüketmez; derinleştirir. Kavuşma,yaraları silmez;insanın onlarla barışmasını sağlar.
Toprağın altında, kimsenin görmediği yerde,hâlâ bekleyen bir şeyler vardır. İnsan,o bekleyişe sadık kaldığı sürece, kendini asla kaybetmez.

Murat İLERİ