Nedir, aşk ile yanmak?
Murat İleri’nin “ilerinin kaleminden” köşesinde yazıp çizdiği sevgiliyle mi alakalıdır bu aşk?
Tabi ki de değil.
Beşeri aşktan ziyade Memleket aşkı, Vatan aşkı, Bölge aşkı, Belde aşkı, Hizmet aşkıdır bunun adı..
Gönül işi denilince de ilk akla gelen biri kadın biri erkek iki bireyin birbirine duyduğu aşk-ı hisler olarak anlaşılır. Gönül ilişkisi de böyledir.
Ancak bu gönül işi öyle tek bir beşerle ilgili değil tüm beşerle ilgilidir. Toplumsal bir aşktır..
Ve aşk ta olduğu gibi bu aşkında bir bedeli vardır...
Şimdi herkesin uzaktan ahkâm kesip birçoğunun bilmediği bu bedeli yazmaya çalışacağım.
4 yıla yakın Ak Parti belde başkanlığı yaptım. İşin içine girene kadar bende bilmiyordum. “Bir maaş sistemi yoktur ama masraflar için bir ödenek vardır” diye düşünüyordum.
Herkes merak eder ve şöyle söyler: “Adam emekli olmuş, şimdi birde partinin belde başkanlığını yapıyor, hem de iktidar partisinin. Partiden ne kadar maaş alıyor acaba, maaşı ne ki bu teşkilatçılığın?”
Herkesin zihnini karıştıran bir duruma açıklık getirmek istiyorum.
Teşkilatçılık FAZLADAN bir evlada bakmaktır aslında...
Çok paranız vardır da harcayacak yer arıyorsunuzdur...
Teşkilatçılık, ben yiyemiyorum, siz yiyin demektir.
Teşkilatçılık kendi paranla toplumun sorunlarını çözme merkezidir..
Teşkilatçılık, gönül işi diyerek elini taşın altına koyanlardan aidat istemektir..
Teşkilatçılık, fedakârlıktır!..
Ve burada ki fedakârlık da,
Halk için, millet için, devlet için, Vatan için yapılan fedakârlıktır.
Ancak bu bahsettiğim teşkilatçılık çoğunlukla ve genellikle köy, mahalle başkanları ve belde başkanlarını kapsar. İlçe ve il teşkilatlarında bu bahsettiğim ekonomik darlık pek görülmez.
Köy, mahalle ve belde başkanları genel merkezin teşkilatlara dağıttığı pastadan değil bir dilim, kremasına serçe parmak sürecek kadar bile bir destek görmez..
Teşkilatçılığın yukarıda yazdığım dezavantajları olduğu kadar avantajları da vardır.
Teşkilatçılık, mahalleni, köyünü, beldeni, ilini, ilçeni tanımak için bir fırsattır.
Teşkilatçılık herkesin derdini bilmek, çözüm aramaktır.
Teşkilatçılık, insanı, yaşadığı şehri tanımak, çözmektir..
Teşkilatçılık bir şehrin eksiklerini görmek, bunlara çözüm üretmektir..
Bir teşkilatta ki tüm yönetim kurulu birer birim başkanıdır, dolayısıyla her biri temsil yetenekleri olan liderlik vasfı taşıyan kişilerdir!
İyi bir teşkilatçı iyi bir belediye başkan adayıdır..
Şehrin sorunlarını algılayamayan, çözüm seçenekleri sunamayan, yeni proje hayalleri kuramayan, şehrin yönetiminde kendini göremeyen, çözünüm parçası olamayan ve liderlik vasfı taşımayan bir kişi asla teşkilatçı olmamalıdır, yapılmamalıdır!
Siyasi partilerin hazineden aldıkları yardımlar?
Siyasi partilerin genel seçimde %7 barajını geçenleri ile %3 oy alanlar hazineden bir miktar yardım alıyor. Bu bir miktarları zaman zaman basından okuyoruz.
Hazineden alına yardımları siyasi partiler nerelerde kullanıyor?
Teşkilatçılık yaptığım süre içinde temsil ettiğim siyasi partinin aldığı hazine yardımından bize toplu iğne ucu kadar bir şey düşmediyse o zaman bu hazine yardımı artırılmalı, değil mi?
Hangi teşkilatçıya sorarsanız sorun hemen hepsi ekonomik sıkıntıdan bahseder. Sekreteri olan il ve ilçe yönetimleri genel merkezden gelen yardımların ile burada ki sekreterin maaşına bile yetmediği ve kendi ceplerinden tamamlayarak ödedikleri konuşulur.
Teşkilatçılar partilerini kendi ceplerinden temsil ediyorlarken hazine yardımı denen bu devasa bütçe nerede kullanılıyor?
Belediye başkan adayları kendi birikimleri ile seçime giriyorlar. Meclis üyesi adaylarının ücretlerini bile belediye başkan adayı cebinden yatırıyorken, genel merkezden gelen para nerede?
Ben beldemde duymadım, seçim için genel merkezden şu kadar yardım geldi diye! Geliyorsa belediye başkan adayları o halde neden şu kadar milyon seçim masrafı yaptım diyor?
Nacizane fikrim, siyasi partilere ödenen bu devasa hazine parası Emeklilere aktarılmalıdır. İşte o zaman “bu para nerde kullanılıyor?” sorusunun cevabı da bulunur!