İddialara göre, tarım müdürlüğü çatısı altında başlayan bir özel ilişki, kurum içi kararları ve uygulamaları doğrudan etkilemeye başladı. Özel odalarda yapılan görüşmeler, bazı dosyaların ve listelerin yön değiştirmesine neden olurken, hibeler geldi, fideler gitti... Ancak gittiği yer vatandaşın tarlası değil, müdürün eşine ait özel işletme oldu.
Vatandaşa ücretsiz dağıtılması gereken tarım destekleri, birdenbire özel bir serada etiketli fiyatlarla satışa çıktı. Fideler paraya dönüştü, iddiaya göre bu paralar Paris tatiline dönüştü. Öyle bir organizasyon kuruldu ki, iz bırakmamak isteyenlerin bastığı her yer toprak... Ve her toprak, bir iz bırakıyor.
Bu sadece fidelerle sınırlı değil. Geçmiş yıllarda dağıtılması gereken tohumların da çürümeye bırakıldığı, raporlarla sabit. Milyonlarca liralık destek vatandaş yerine çöpe gitmiş.
Kurumdaki bu çarpık düzen çok sayıda çalışanı ve çiftçiyi mağdur etti. "Ne Ahmet kaldı ne Mehmet"... Herkesin canı yandı. Müdür, siyasi kimliğini belirsiz bırakıp "AKP görünümlü", "CHP’li ama MHP sahip çıksın" diyerek adeta her yöne göz kırptı.
"Tohumlar Çürüdü, Aşklar Yeşerdi: Tarım Kurumunda Skandal Zinciri"
Tarımda aşk mı, çıkar mı? Müdürlük hayalleri, fideler üzerinden Paris tatiline mi dönüştü? Kurum içinde kurulan "özel bağ" vatandaşın hakkını çürütüyor... “Tarımda aşk başkadır” diyen bir anlayış, bir ilçedeki tarım kurumunda kelimenin tam anlamıyla tarımı aşkın gölgesinde bıraktı. Herkesin bir dileği vardı: Müdür olmak. Ancak zaman ve şartlar uygun mu diye düşünen pek olmadı. Şartlar uygun bulununca da işler hızla sarpa sardı.
Bunlar da ilginizi çekebilir