Zonguldak’taki öğretmene yönelik saldırı saldırı, yıllardır duyulmak istemeyen sessiz çığlığın kanlı bir yüzeye çıkışıdır askında
7 ARALIK'TA YAZDIM, BUGÜN YAŞANDI: ÖĞRETMENE ŞİDDET GÖZ GÖRE GÖRE GELİYOR
7 Aralık tarihli köşe yazımda, “Öğretmenlerin Dile Getiremediği Sessiz Çığlık!” başlığıyla kaleme aldığım uyarının altını çizmiştim:
Türkiye’de okullarda akran zorbalığı kadar tehlikeli olan bir başka sorun büyüyordu—öğrencilerin ve velilerin öğretmene yönelik zorbalığı. Eğitimcilerin dile getiremediği, çoğu zaman raporlara bile yansımayan bu saldırganlık, artık sınıfların sessiz köşelerinde saklanamaz hâle geldi.
Bugün Zonguldak’ta yaşanan olay, o gün yazdıklarımın acı bir kanıtı olarak karşımıza çıktı.
YAYLA ORTAOKULU'NDA DEHŞET: DERSİN ORTASINDA SINIFA DALIŞ, ÖĞRETMENE KANLI SALDIRI
Zonguldak’ın Yayla Mahallesi Huzur Sokak’ta bulunan Yayla Ortaokulu, bugün büyük bir şokla sarsıldı. İngilizce öğretmeni Derya Yönder, bir öğrenci velisinin saldırısına uğrayarak yüzünden ağır şekilde yaralandı.
Olay, yalnızca bir şiddet saldırısı değil; eğitimcilerin yıllardır anlattığı ama kimsenin duymadığı tehlikenin ete kemiğe bürünmüş hâlidir.
İddiaya göre öğretmen Yönder, derste bir öğrenciyi pedagojik bir uyarıyla yönlendirdi.
Ancak öğrenci velisi bu uyarıyı öğrendikten sonra dersin ortasında sınıfa izinsiz bir şekilde girerek öğretmene hakaret etmeye başladı.
Velinin yüksek sesle bağırması, öğrencilerde büyük korku yarattı. Eğitim psikologlarının belirttiği üzere, bu tür olaylar öğrencilerde travmaya yol açarak okul güvenliği algısını zedeliyor.
MÜDÜR ODASINDA KONTROLDEN ÇIKAN TARTIŞMA: YUMRUKLU SALDIRI
Tartışmanın sakinleşmesi için öğretmen ve veli, müdür odasına geçti. Fakat ortam bu kez daha da alevlendi.
Veli, kendisini durdurmaya çalışanlara rağmen öğretmen Yönder’e yumruklarla saldırdı. Genç öğretmen yüzüne aldığı darbelerle kanlar içinde kaldı.
Bu saldırı, öğretmenlerin görevlerini yaparken nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Derya Yönder, olay yerine çağrılan ambulansla Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Yüz bölgesinde ciddi travma olduğu, tedavisinin sürdüğü öğrenildi.
Türkiye’de öğretmene şiddet olaylarının büyük kısmının basına yansımadığı bilinirken, yalnızca 2023-2024 eğitim döneminde onlarca saldırı raporlara girdi.
SENDİKALAR SADECE KINAMAKLA YETİNMEMELİ: ARTIK YASAL GÜVENCE ŞART..
Olayın ardından Eğitim sendikaları kınama açıklamaları yayımladı. Ancak artık kınama açıklamaları yaraya merhem olmuyor.
Bugün Türkiye’de öğretmenler yalnızca ekonomik ve sosyal haklar açısından değil; fiziksel güvenlik açısından da korunmaya muhtaç durumdadır.
Sendikaların, yalnızca olayı kınamakla yetinmeyip, öğretmene şiddetin “kasten yaralama” kapsamında ağırlaştırılmış suç sayılması, okullarda güvenlik protokollerinin güçlendirilmesi, velilerin okula giriş çıkışlarının yasal çerçeveye bağlanması gibi konularda daha etkin mücadele yürütmesi gerekiyor.
Dünya örnekleri de bunu gösteriyor:
Finlandiya, Kanada ve Japonya gibi ülkelerde öğretmene yönelik şiddet ağır suç kapsamındadır ve okul yönetimleri güvenlik protokollerini sıkı şekilde uygular. Türkiye’de ise bu alanda ciddi bir yasal boşluk bulunmaktadır.
ARTIK KIRMIZI ÇİZGİ AŞILDI: ÖĞRETMENE ŞİDDET TÜRKİYE’NİN EĞİTİM KRİZİNİN EN NET GÖSTERGESİDİR
Bu olay, sadece bir öğretmenin yaralanması değildir; Türkiye’de eğitim sisteminde çürümüş yapının, saygı erozyonunun ve otorite boşluğunun dışa vurumudur.
Eğer bugün gereken adımlar atılmazsa, yarın başka bir öğretmen, başka bir okulda benzer hatta daha kötü bir saldırıya maruz kalacaktır.
Artık eğitimcilerin “sessiz çığlığı” duyulmalı; şiddetin karşısında hem yasal hem idari anlamda keskin ve caydırıcı bir duruş sergilenmelidir.