Turhan, “İkinci İhanet Süreci” olarak nitelendirdiği PKK ile ilgili son gelişmelerin toplum nezdinde ciddi rahatsızlık oluşturduğunu belirterek, ziyaretin amacını, “Yaşanan sürece dair Zafer Partisi’nin görüşlerini kamuoyuyla paylaşmak” olarak açıkladı.
TURHAN’DAN AÇIKLAMA: MİLLETİMİZ KANDIRILIYOR, GERÇEKLER GİZLENİYOR
Ziyaret sırasında açıklamalarda bulunan Başkan Turhan, PKK’nın sözde fesih açıklamasının bir teslimiyet değil, aksine yeni bir siyasi yapılanmanın başlangıcı olduğuna dikkat çekti. Turhan, Genel Başkan Ümit Özdağ’ın değerlendirmelerine yer vererek, “Bir terör örgütü feshedilmez, ancak silah bırakır ve teslim olur. Yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısına yönelmiş açık bir tehdittir,” dedi.
ÖZDAĞ’DAN CEZAEVİNDEN MESAJ: "SORULARIMIZIN CEVABI YOK, AMA BİZ SUSMAYACAĞIZ"
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın Silivri Cezaevi’nden kaleme aldığı açıklamalar da dikkat çekti. Cezaevi hücresinden, ağır kanalizasyon kokuları arasında yazdığı mektubunda Özdağ, PKK’nın sözde silah bırakma sürecinin “zafer” gibi sunulmasını eleştirerek, bunun bir illüzyon olduğunu belirtti. “Ben hücrede olabilirim ama arkadaşlarım millet adına sorular sormaya devam ediyor,” dedi.
PKK’NIN FESİH İLANI: GERÇEKTEN TESLİMİYET Mİ, YENİ BİR SİYASİ HAMLE Mİ?
PKK’nın 27 Şubat 2025’te duyurduğu sözde “varlığına son verme” açıklaması, Zafer Partisi tarafından 13 maddelik bir raporla değerlendirildi. Raporda öne çıkan çarpıcı başlıklar şunlar:
PKK, KENDİNİ GALİP İLAN EDİYOR: Örgüt, teslim olmadığını, “çağdaş bir cemiyet gibi gönüllü olarak sona erdirdiğini” savunuyor.
FESİH, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE BAĞLANMIŞ: Silah bırakma kararı; anayasal düzenlemelere, demokratik siyaset zemini oluşturulmasına şartlanmış.
TERÖR TEHDİDİ DEVAM EDİYOR: Fesih öncesi açıklamalarda Ankara’yı vurmakla tehdit eden grupların varlığı hâlâ sürüyor.
LOZAN VE 1924 ANAYASASINA SALDIRI: PKK, Lozan Antlaşması’nı hedef alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini sarsmayı amaçlıyor.
İNFAZ YASASI ÜZERİNDEN ÖCALAN’A ÖRTÜLÜ AF MI GELİYOR?
Zafer Partisi raporunda, infaz yasasında yapılacak değişikliklerin yalnızca Abdullah Öcalan için değil, PKK kadroları için de örtülü bir af süreci olabileceği yönünde ciddi uyarılar yer alıyor. “Teröristlerin hapisten çıkmasıyla birlikte, belediyeler üzerinden siyasi hayata dahil olmaları hedefleniyor” deniyor.
YPG-PYD-PJAK VARLIĞI SÜRÜYOR: TERÖR YENİDEN YAPILANIYOR
Parti raporunda PKK’nın diğer ülkelerdeki kolları olan YPG (Suriye), PJAK (İran) ve PÇDK (Irak) üzerinden faaliyetlerine devam ettiğine dikkat çekiliyor. Cemil Bayık ve Murat Karayılan gibi isimlerin bu yapılar üzerinde hâlâ hâkimiyeti olduğu vurgulanıyor. Avrupa’daki PKK kanadının ise büyük bir narko-terör ağına dönüştüğü kaydediliyor.
DEM PARTİ VE ÖCALAN: YENİ ANAYASA PLANI MI?
Zafer Partisi, anayasa değişikliği ile birlikte Öcalan’ın meşru siyasi figür haline getirilme çabalarına işaret ediyor. DEM Parti içinde fiilen genel başkan gibi konumlandırılması ve mesajlarının TBMM’de okunmasının önünün açılacağı vurgulanıyor. Bu değişikliklerin milli, üniter ve laik devlet yapısını temelden sarsacağına dikkat çekiliyor.
İLK 4 MADDE HEDEFTE: ANAYASANIN RUHU YOK EDİLİYOR
Parti, Anayasa’nın ilk 4 maddesinin ruhunu oluşturan 10. madde (eşitlik), 66. madde (Türk vatandaşlığı) ve 42. madde (Türkçe eğitim) gibi kritik hükümler üzerinde oynanarak anayasanın içinin boşaltılmak istendiğini öne sürüyor. Türkçe dışında eğitim ve vatandaşlık tanımının değişmesinin toplumsal parçalanmayı hızlandıracağına vurgu yapılıyor.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE MÜMKÜN DEĞİL ÇÜNKÜ...
Sonuç bölümünde Özdağ’ın şu ifadelerine yer veriliyor:
“PKK en zayıf olduğu anda kendini feshettiğini ilan ederek psikolojik üstünlük kazandı. İnfaz yasası ile serbest kalan teröristler, belediyeler üzerinden siyaset sahnesine çıkacak. Bu durum hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu’nun geleceğini tehdit ediyor. Terörsüz Türkiye, ancak terörsüz Ortadoğu ile mümkündür.”
BÖLGEDE TERÖR FEDERASYONU MU KURULUYOR?
Zafer Partisi’nin son uyarısı ise Suriye’deki gelişmelere yönelik. Fırat’ın doğusunda PYD/PKK, batısında ise El Kaide bağlantılı HTŞ'nin hâkimiyet kurduğuna dikkat çekilerek, bölgede bir federasyon kurma planının uygulandığı iddia ediliyor. “Bu denklem Türkiye’yi doğrudan etkileyecektir,” deniyor.