Zonguldak'ta Neden Alt Geçit Olmaz!

Abone Ol

Aslında toplum olarak işi ehline bırakmak yerine her konuda akıl yürütmeye bayılıyoruz, işi ehlinden daha çok bildiğimiz hususunda sadece kendimizi kenti yönetenleri de inandırmışız bu nedenle her konuda akıl vermek bir görevimiz gibi davranıyoruz.
Zonguldak için; Trafiği, kentin alt yapı ve üst yapı sorunlarını tartışması ve çözüm üretmesi gerekenler bir kenarda beklerken bizim gibi her konuda “Obdusman” olduğunu zannedenler klavye başına geçerek yol yapıyorlar, üst geçit, alt geçit, viyadük, çevre yolu, tünel yaparak asıl uzmanlara akıl veriyorlar, bunlardan biri de ben olayım.
Kenti yönetenler de asıl uzmanlardan çok sözde obdusmanların dolduruşuyla ve de siyasilerin desteğiyle kenti deneme tahtasına çevirdiler, yıllardır Lavvar Alanı, kentin trafiği, kentin genel sorunları hep bu yüzden çözümsüz kaldı, neyse ki bazı güzel projeler işin ehline bırakıldı da biraz olsun kentte bir rahatlama oldu ama yetersiz, çünkü kent büyüyor ve gelişiyor, kim ne derse desin Zonguldak’ın geleceği bana umut veriyor.
Bir dostumuz köşesinde : “Zonguldak’ta neden alt geçit yok?” diye sormuş, aklınca beyin fırtınası yapıyor. Zonguldak gibi denize sıfır konumundaki yerleşim alanlarında alt geçit çözümleri iyi bir yaklaşım değildir, hele Sayın Prof. Şenol Hakan Kutoğlu’nun son açıklamasına bakılırsa “dünyamız genelinde buzulların erimesi sonucu deniz su seviyelerinin yükselme eğiliminde olması ve önlem alınmazsa yaklaşık 100 yıl içerisinde sahildeki yerleşim alanlarının sular altında kalacağı” öngörüsünü hesaba katmasak bile – katılmayacak biliyorum- ve buna rağmen bu tip yerleşim alanlarında alt geçitlerden çok üst yapıya önem verilmelidir diye düşünüyorum.
Biraz dünyayı gezip görenlere sorun bakalım Zonguldak’tan daha beter bir coğrafyada bulunan kentler nasıl cennet gibi planlanmış ve yapılmış, dağdan dağa nasıl bir bağlantılar yapılmış ve daha bir çok çözümler nasıl ortaya çıkmış da üzerinde yaşayanlara bir cennet sunulmuş, bir de bize bakalım; Yeşil ormanlarımız, mavi denizlerimiz, dört mevsimi bir arada yaşayan coğrafyamızın yerüstü ve yeraltı zenginliğini nasıl bir cehenneme çevirmişiz de ben da dahil herkes her konuda hiçbir şey bilmeden çok şey bilmiş gibi basit akıllar vererek yaşadığımız yeri cennet gibi olması gerekirken cehenneme çevirmişiz? Bunda hepimiz suçluyuz!