Zonguldak Haberleri

Zonguldak’ta tiyatro ateşi sönmez!

Zonguldaklı tiyatro sanatçısı Ferdi Kazancıoğlu'nun Kalan Yayınları'nda söyleşi yayınlandı.

Abone Ol

Zonguldaklı tiyatro sanatçısı Ferdi Kazancıoğlu, Kalan Yayınları etiketiyle yayımlanan “Rejisörün Oyunları” adlı ilk kitabıyla sadece sahnede değil, edebiyat dünyasında da güçlü bir iz bırakmaya hazırlanıyor.

Üç farklı tiyatro oyununun yer aldığı bu eser, bir üçlemenin ilk kitabı olarak dikkat çekiyor. Kazancıoğlu, kitabını hayattaki en büyük izleyicisi olan ve bugün artık cennetten kendisini izlediğine inandığı annesine ithaf ediyor.

TİYATRO İLE BAŞLAYAN BİR HAYAT, SANATLA BÜTÜNLEŞEN BİR YOLCULUK

1984 Sakarya doğumlu olan Ferdi Kazancıoğlu, 9 yaşında taşındığı Zonguldak’ta sahne tozunu yutmasıyla birlikte tiyatroya tutkuyla bağlandı. İlkokul yıllarında taklit yeteneğiyle dikkat çeken Kazancıoğlu, Türkçe öğretmeni sayesinde tiyatroyla tanıştı. O günden bu yana sahnede geçen 24 yılı geride bırakan sanatçı, yüzlerce oyunu yönetip sayısız rol üstlendi. Şu anda Zonguldak Kent Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni olarak üretmeye devam eden Kazancıoğlu, bugüne kadar 17 yetişkin, 7 çocuk oyunu kaleme aldı.

TARİHLE TİYATROYU BULUŞTURAN DERİN ANLATILAR

Kazancıoğlu’nun kitabında yer alan oyunlardan biri, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam gecesini konu alıyor. Biyografik ve tarihî dram türündeki bu oyunla seyirciyi hem düşündüren hem de duygulandıran Kazancıoğlu, tiyatronun gerçek olaylara dayanarak güçlü mesajlar iletme potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor. Kitaptaki diğer iki oyun ise psikolojik ve dramatik derinliğiyle dikkat çekiyor.

TİYATRO BİR ATEŞ GİBİDİR: ISITIRSA HAYAT VERİR, YAKARSA YOK EDER

Sanatın, toplumu uyandıran en etkili araçlardan biri olduğunu ifade eden Kazancıoğlu, tiyatronun bu bağlamda çok özel bir konuma sahip olduğunu belirtiyor. “Tiyatro yol yapmaz ama yolu sorgular” diyen sanatçı, tiyatronun bireyi düşünmeye sevk ettiğini, sanatın ise iyi ellerde toplumu ileriye taşıyan bir güç olduğunu dile getiriyor. Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur” sözünü hatırlatan Kazancıoğlu, tiyatronun bu damarları canlandıran en önemli kuvvetlerden biri olduğunu söylüyor.

SAHNEDE BOXER’LA KALMAK: HEM TRAJİK HEM KOMİK

Kazancıoğlu’nun tiyatro hayatında karşılaştığı komik anılar da sahne arkasının renkli yüzünü gözler önüne seriyor. Bir çocuk oyununda dekorun devrilmesi sonucu sahnede yalnızca iç çamaşırlarıyla kalakalması, hem onun doğaçlama yeteneğini hem de sahneye olan bağlılığını gösteriyor. “Far görmüş tavşan gibiydim” diyerek o anı gülümseyerek anlatıyor.

TÜRKİYE’DE TİYATRO DESTEK BEKLİYOR, SANATÇI UMUDU YİTİRMİYOR

Tiyatronun bugün gençler arasında yeterince ilgi görmemesinin nedenlerini siyasî baskılar, amatör tiyatroya yeterli desteğin verilmemesi ve sanatçıların imkânsızlıklarla mücadelesi olarak sıralayan Kazancıoğlu, umudunu hiç kaybetmediğini ifade ediyor. “İnadına tiyatro” sloganıyla üretmeye devam ettiğini söyleyen sanatçı, bugünü kurtararak geleceği inşa etmenin önemini vurguluyor.

GENÇLERE TAVSİYE: YAZ, SAHNEYE ÇIK, HATA YAP, AMA DURMA!

Genç tiyatro yazarlarına ve oyuncularına seslenen Ferdi Kazancıoğlu, “Denemekten, hata yapmaktan korkmayın” diyor. Yazarlıkla evlenmek gerektiğini belirten sanatçı, oyunculara ise sahneyi bir ev gibi benimsemelerini, sahnede her role bürünebilmenin özgürlüğünü yaşamalarını tavsiye ediyor. “Bir gün kötü, bir gün iyi; bir gün Mustafa Kemal, bir gün bir taş olacaksınız. Yeter ki isteyin” diyor.

YENİ OYUNLAR, YENİ KİTAPLAR, BİTMEYEN BİR TİYATRO SEVDASI

Yeni çalışmalarına hız kesmeden devam eden Kazancıoğlu, özellikle çocuk oyunları ve tiyatro kuramları üzerine yoğunlaşacağını açıklıyor. Reji, yönetmenlik ve atölye çalışmalarıyla tiyatroya katkı sunmayı sürdüreceğini belirten Kazancıoğlu, “Tiyatrodur, iyidir” diyerek sanat yolculuğundaki inancını bir kez daha yineliyor.

SON SÖZ: TİYATROYA VE SANATA OMUZ VERİN

Kazancıoğlu, kitabını yayımlayan Kalan Yayınları’na ve sanata gönül veren herkese teşekkür ediyor. “Oyunlarımı sahnelemek isteyen herkes bana ulaşabilir. Sanatı yüceltmek isteyen herkesle bu eserleri paylaşmaya hazırım” diyen sanatçı, tiyatronun iyileştirici gücüne inancını ve sahneye olan aşkını “Allah bana sahnede ölmeyi nasip etsin” sözleriyle özetliyor.