Gazeteci Orhan Akyüz’ün haberine göre, Zonguldak eski Kent Konseyi Başkanı Mustafa Bilge, Facebook sosyal medya platformundan “Sivil Toplum Kuruluşlarının Önemi!” başlıklı yaptığı paylaşımında, şunları kaydetti:
“Sivil Toplum Kuruluşları (STK) toplumun vicdanı, sesi ve ortak aklıdır. Devlet ile birey arasında bir köprü görevi görürler, yurttaşların yalnızca yönetilen değil, aynı zamanda yönetime katılan, söz söyleyen ve sorumluluk alan özneler olmasını sağlarlar.
‘Temel Taşlarıdır’
Dernekler, sendikalar, vakıflar, meslek odaları ve siyasi partiler bu yapının temel taşlarıdır.
Dernekler ve vakıflar, toplumsal dayanışmanın en somut örnekleridir. Kültürden sanata, çevreden eğitime, sosyal yardımdan insan haklarına kadar geniş bir alanda gönüllülük esasına dayalı çalışmalar yürütürler. Bu yapılar, toplumun kendi sorunlarını yine toplumun içinden doğan çözümlerle ele alabilmesine imkân tanır. Devletin ulaşmakta zorlandığı alanlarda önemli boşlukları doldurur, kırılgan grupların sesi olur.
‘Güçlü Sendikalar…’
Sendikalar, emeğin örgütlü gücünü temsil eder. Çalışanların haklarını korumak, adil ücret, güvenli çalışma koşulları ve sosyal haklar için mücadele etmek sendikaların temel varlık nedenidir. Güçlü sendikalar, yalnızca çalışanları değil, aynı zamanda toplumsal adaleti de güçlendirir. Emeğin sesi kısıldığında, demokrasinin de zayıfladığı unutulmamalıdır.
‘Siyasi Partiler…’
Siyasi partiler ise demokratik sistemin vazgeçilmez unsurlarıdır. Farklı düşünce ve ideolojilerin meşru zeminlerde temsil edilmesini sağlarlar. Toplumun taleplerini siyasal alana taşır, yönetme sorumluluğunu üstlenirler. Siyasi partilerin varlığı ve çeşitliliği, çoğulcu demokrasinin güvencesidir.
‘STK’ların En Önemli…’
Sivil toplum kuruluşlarının en önemli işlevlerinden biri de katılımcı demokrasiyi beslemeleridir. Yurttaşlara “seyirci” değil, “özne” olma imkânı sunarlar. İnsanlar bu yapılar aracılığıyla hak aramayı, birlikte karar almayı, uzlaşmayı ve sorumluluk üstlenmeyi öğrenir. Bu yönüyle STK’lar, demokrasinin okuludur.
‘Özgür, Güçlü ve Bağımsız…’
Özgür, güçlü ve bağımsız sivil toplum kuruluşları; şeffaf, hesap verebilir ve adil bir yönetimin de temel güvencesidir. Eleştiren, izleyen, öneren bir sivil toplum olmadan sağlıklı bir toplumsal yapıdan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle STK’lar yalnızca desteklenmesi gereken yapılar değil, korunması ve güçlendirilmesi gereken demokratik değerlerdir.
Sonuç olarak; dernekleriyle, sendikalarıyla, vakıflarıyla ve siyasi partileriyle canlı bir sivil toplum, güçlü bir toplumun ve sağlıklı bir geleceğin en önemli teminatıdır. Çünkü sivil toplumun güçlü olduğu yerde umut vardır, dayanışma vardır ve demokrasi vardır.”