İcra ilanları yerelden ulusala kayıyor. Bu engellenmeli. Freelance yasası için çalıştay düzenleyeceğiz. Yüzde 1 barajını aştık, yetki kazandık" Dedi
DİSK Basın İş Genel Başkanı Zonguldak'ta Gazetecilerle Buluştu.
Türkiye’de basın kolunda yetkili sendikalardan biri olan DİSK Basın-İş, Zonguldak’ta gazetecilerle bir araya geldi. Genel Başkan Turgut Dedeoğlu’nun öncülüğünde gerçekleşen buluşmada, yerel basının ekonomik sıkıntıları, gazetecilerin hukuki sorunları ve sendikal hakları masaya yatırıldı.
GAZETECİLERİN SORUNLARI DİNLEDİLER
Zonguldak’a gelen DİSK Basın-İş heyetinde Genel Başkan Turgut Dedeoğlu’nun yanı sıra, Mali İşler Daire Başkanı İzel Sezer, sendika avukatı Uğur Solmaz ve örgütlenme uzmanı Mustafa Güneş de yer aldı. Heyet, Maden Mühendisleri Odası lokalinde Zonguldaklı gazetecilerle buluşarak meslektaşlarının yaşadığı sorunları dinledi, çözüm önerileri üzerine görüş alışverişinde bulundu.
“BASIN-İŞ DİSK’İN KURUCU SENDİKALARINDAN BİRİDİR”
Genel Başkan Turgut Dedeoğlu, konuşmasına sendikanın tarihini hatırlatarak başladı. Basın-İş’in köklü bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayan Dedeoğlu, “Biz DİSK’e bağlı Basın-İş Sendikası’yız. Sendikamız, DİSK’in beş kurucu sendikasından biridir. Geçmişi 1908 yılına kadar uzanır. Türkiye’nin en eski sendikalarından biridir. Matbaanın kuruluşuyla beraber adımları atılmıştır” dedi.
“YÜZDE 1 BARAJINI AŞTIK, YETKİ KAZANDIK”
Dedeoğlu, sendikanın yıllarca baraj altında kaldığını ancak geçen yıl yüzde 1 barajını aşarak toplu sözleşme yapma yetkisine sahip olduğunu belirtti. “Şu anda 1071 üyemiz var. Bu, iş barışını sağlayacak toplu sözleşmeleri yapabilecek güce ulaştığımız anlamına geliyor” diye konuştu.
“FREELANCE YASASI İÇİN ÇALIŞTAY DÜZENLEYECEĞİZ”
Eylül ayı sonunda İstanbul’da düzenleyecekleri çalıştay hakkında bilgi veren Dedeoğlu, “Bu çalıştayın ana konusu, fiilen çalışan gazeteci ve yayınevi emekçilerinin yasal güvencelerinin olmayışıdır. Dünyanın birçok ülkesinde bu konuda yasalar vardır. Örneğin Fransa’daki yasa Avrupa’ya model olmuştur. Biz de Türkiye’de benzer bir yasanın çıkması için çalıştay düzenliyoruz. Amacımız freelance çalışan gazeteciler için özel bir yasa çıkarılmasına ön ayak olmaktır” dedi.
“BAROLARA ‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MASASI’ KURULSUN ÖNERİSİ”
Gazetecilerin hukuki sorunlarına da değinen Dedeoğlu, Türkiye’de çok sayıda gazetecinin cezaevinde olduğunu söyledi. Zonguldak’ta da iki gazetecinin tutuklu bulunduğunu hatırlatan Dedeoğlu, barolara önerilerini şöyle dile getirdi:
“İfade özgürlüğü komisyonlarının altında bir ‘basın özgürlüğü’ masası oluşturulsun. Yerel gazetecilerin davaları bu masalarda takip edilsin. Basın davalarında salonlar boş kalınca kararlar daha ağır olabiliyor. Dayanışma olursa cezalar daha hafif oluyor.”
YEREL BASININ GELİR KAYIPLARI
Yerel basının karşı karşıya kaldığı ekonomik sıkıntılara da dikkat çeken Dedeoğlu, Basın İlan Kurumu’nun aldığı kararlar ve Google algoritmaları nedeniyle yerel gazetelerin ciddi gelir kaybına uğradığını söyledi. “Google’ın sisteminde yerel haberler ulusal medyanın gölgesinde kalıyor. Bu da tıklanma sayılarını ve dolayısıyla gelirleri düşürüyor” ifadelerini kullandı.
İCRA İLANLARI YERELDEN ULUSALA KAYIYOR
Gazetelerin ilan gelirlerini azaltan bir diğer konunun da icra ilanlarının ulusal medyaya kaydırılması olduğunu belirten Dedeoğlu, “3 milyon 200 bin liranın üzerindeki satış ilanları artık ulusal basında yayınlanıyor. Bu da yerel medyanın gelirlerini düşürüyor. Adalet Bakanlığı bu konuda bir imza kampanyası önerdi. Sendika olarak biz de bu sürece öncülük edebiliriz” dedi.
“BASIN İLAN KURUMU YAPISI İŞÇİLERİN ALEYHİNE”
Basın İlan Kurumu’nun yönetim yapısını da eleştiren Dedeoğlu, çoğunluğun işverenlerden oluştuğunu, işçiyi temsil eden tek sendikanın ise iktidara yakın olduğunu söyledi. Bu yapının yerel basının aleyhine kararlar alınmasına yol açtığını dile getirdi.
“GAZETECİLERİN SENDİKAL HAKLARI KORUNMALI”
Konuşmasının sonunda gazetecilerin örgütlenme hakkına dikkat çeken Dedeoğlu, sendikaların basın emekçilerinin haklarını korumak için mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. “Yerel gazetecilerin sorunları sadece maddi değil, aynı zamanda örgütlenme ve toplu sözleşme hakkıyla da ilgilidir. Bu nedenle mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.