Zonguldak Haberleri

Zonguldak Nasıl Zemine Sahip?

Jeoloji Mühendisleri Odası Zonguldak İli Temsilcisi Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Baltaş, “Bir Yapının Ayakta Kalabilmesi İçin Deprem Merkezine Olan Uzaklık Mı Zemin Yapısı Mı Daha Önemli? Zonguldak Genel Olarak Nasıl Bir Zemine Sahip?” konularına yönelik dikkat çekici çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Abone Ol

Jeoloji Mühendisleri Odası Zonguldak İli Temsilcisi Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Baltaş, “Bir Yapının Ayakta Kalabilmesi İçin Deprem Merkezine Olan Uzaklık Mı Zemin Yapısı Mı Daha Önemli? Zonguldak Genel Olarak Nasıl Bir Zemine Sahip?” konularına yönelik dikkat çekici çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Sosyal Medya Facebook Hesabından Duyurdu!

Gazeteci Orhan Akyüz’ün haberine göre, Baltaş, “Bir Yapının Ayakta Kalabilmesi İçin Deprem Merkezine Olan Uzaklık Mı Zemin Yapısı Mı Daha Önemli? Zonguldak Genel Olarak Nasıl Bir Zemine Sahip?” başlıklı sosyal medya Facebook hesabından yaptığı paylaşımında, şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizde hemen hemen yaşadığımız her gün deprem olduğuna ilişkin haberler alıyoruz. Sıklıkla karşılaştığım bir soru; yaşadığımız yörenin birinci, ikinci veya üçüncü deprem bölgesinde olması mı? Yoksa kaçıncı derece deprem bölgesinde olduğumuza bakılmaksızın içinde bulunduğumuz yapıların zemin özellikleri mi daha önemli? Bu soruya yaşadığımız şehir olan Zonguldak’ın zemin yapısını da göz önüne alarak yanıt vermeye çalışayım.

‘Binanın Oturduğu Zemin Koşulları, Deprem Merkezinde Olan Uzaklığa Göre Daha Önemli Bir Faktördür’

Deprem sırasında bir yapının ayakta kalabilmesi, hem deprem merkezine olan uzaklığa ve hem de binanın oturduğu zemin koşullarına bağlıdır. Buna karşın binanın oturduğu zemin koşulları, deprem merkezinde olan uzaklığa göre daha önemli bir faktördür. Bunun nedeni, uzaklık deprem dalgalarının genel yoğunluğunu azaltırken, zemin koşulları bu dalgaları yerel olarak güçlendirerek veya zayıflatarak yapıyı doğrudan etkilemeleridir.

‘Bir Yapının Dayanıklılığını En Çok Etkileyen Şey Oturduğu Zemindir’

Bir yapının dayanıklılığını en çok etkileyen şey oturduğu zemindir. Eğer zemin gevşek, suya doygun, alüvyon (örneğin eski dere yatağı veya dolgu alanı) ise deprem dalgaları daha da büyüyerek yapıyı etkiler. Literatürde ‘zemin büyütmesi’ olarak isimlendirilen durumda yapı çok daha fazla sarsılır. Aynı şiddetteki deprem yapı daha sert kayaca oturuyorsa küçük hissedilirken, yapı daha yumuşak zemine oturuyorsa 2–3 kat daha şiddetli hissedilebilir. Yanı sıra suya doygun yumuşak ve kumlu zeminlerde ‘zemin sıvılaşması’ olayı yaşanarak, yapının temel deniz dalgaları gibi yalpalanır ve yapıyı çökertir.

‘Deprem Merkezine Olan Uzaklık Önemlidir’

Elbette deprem merkezine olan uzaklık önemlidir. Çünkü depremin merkezine ne kadar yakınsan içinde bulunduğun yapı o kadar çok sarsılır. Buna karşın deprem merkezine olan uzaklığın fazla olması, depremin merkezinden itibaren sarsıntı oluşturan dalgalarının giderek azalmasına neden olur. Ancak, yapının ayakta kalabilmesi için deprem merkezine olan uzaklık tek başına belirleyici değildir. Eğer yapınız mühendislik hizmeti almadan yapılmışsa ve sağlam bir zemine oturmuyorsa, deprem merkezine uzakta olasınız bile güvende değilsiniz demektir. Örneğin Gölcük merkezli depremde kuş uçuşu yaklaşık 110 km. uzaklıktaki İstanbul’un Avcılar semtinde veya Samos (Sisam) Adasının kuzeyinde İzmir'e 70 km uzaklıkta meydana gelen depremin Bayraklı Semtinde yıkımlara yol açmasında olduğu gibi.

‘Zonguldak İl Merkezi ve Yakın Çevresindeki Yerleşim Yerlerindeki Düz Alanların Zayıf Zemin Özelliği Gösterdiğini Söyleyebiliriz’

Konuya Zonguldak il merkezi ve yakın çevresindeki yerleşim yerlerinin zemin özellikleri açısından bakacak olursak yerleşim yerlerinin sahillerde denize ulaşan dere kenarlarında kurulu olduğunu görürüz. Zonguldak il merkezinin Üzülmez ve Çaydamar derelerinin kenarlarına ve günümüzde zemin altında alındığı için akışı görülmeyen Soğuksu semtini de (Terakki Mahallesi Cumhuriyet Caddesi) kapsayacak şekilde kurulması; Kozlu, Kilimli (ilçeler), Çatalağzı (belde), Göbü, Filyos (belde) vb. yerleşim yerlerinin dere kenarlarına kurulması gibi. Dere kenarları, akarsular tarafından taşınan ve basınç altında birbirlerinden bağımsız davranış gösterdiği için zayıf zemin özelliği gösteren kayaç kırıntılarından oluşmaktadırlar. Söz konusu alanlar aynı zamanda dere kenarlarındaki düz alanları oluştururlar. Buradan Zonguldak il merkezi ve yakın çevresindeki yerleşim yerlerindeki düz alanların zayıf zemin özelliği gösterdiğini söyleyebiliriz.

‘Heyelanlara Neden Olabilir’

Buna karşın ilimiz ve yakın çevresinde dere kenarlarından itibaren başlayan eğimli araziler düzlüklere göre zemin özellikleri açısından daha sağlamdırlar. Yeter ki eğimli alanlarda yapılacak kazılarda jeolojik süreçte oluşan arazi dengesi bozulmasın. Eğimli arazilerde düz zemin elde etmek için kazı yapılması durumunda, yükseklik farkı nedeniyle oluşacak şevlerin yüksekliğinin fazla olması, üst kısımlarda yapılaşma varsa yerçekimi etkisiyle şevin üzerindeki arazi basıncını artırarak ve oluşan dengeyi bozarak heyelanlara neden olabilir.”