Zonguldak Haberleri

“Bir İdam Mahkumu” ile Ölüm Cezasına Sessiz Çığlık!

Victor Hugo’nun ölümsüz eserinden uyarlanan “Bir İdam Mahkûmu”, Zonguldak’ta sahnelendi. Oyun, yalnızca bir tiyatro gösterisi değil; adalet, vicdan ve insanlık değerleri üzerine derin bir sorgulamanın kapısını araladı.

Abone Ol

Sahne zonguldak’ta kuruldu

Zonguldak Belediyesi Sinema Salonu’nda sahnelenen oyun, kentin sanatseverleri tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Salonun tamamen dolduğu gösterimde izleyiciler, etkileyici performanslar ve sarsıcı diyaloglar karşısında uzun süre alkış tuttu. Zonguldak halkının tiyatroya gösterdiği yoğun ilgi, kentte kültür ve sanatın canlılığını bir kez daha ortaya koydu.

Eser ve uyarlama: ölüm Cezasına Ayna

Fransız edebiyatının büyük ismi Victor Hugo’nun 1829’da kaleme aldığı “Le Dernier Jour d’un Condamné” (Bir İdam Mahkûmu) adlı roman, ölüm cezasına karşı güçlü bir insanlık manifestosu olarak kabul ediliyor. Hugo, eserinde idamına günler kalan bir mahkûmun iç dünyasına, korkularına, pişmanlıklarına ve umutsuz bekleyişine odaklanıyor.

Zonguldak’ta sahnelenen bu tiyatro uyarlaması, romanın özünü koruyarak seyirciyi “ölüm cezası bir insan hakkı ihlali midir?” sorusuyla yüzleştiriyor. Oyunda suçun ya da mahkûmun kimliğinden çok, toplumun infazı nasıl izlediği ve bu izleyişin ahlâkî bedeli sorgulanıyor.

Anlam katmanları: geçmişten bugüne vicdani bir köprü

Victor Hugo’nun metni, yalnızca bir dönemin değil, tüm çağların vicdanına hitap ediyor. “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü”, bireyin değil sistemin sorgulandığı bir hikâye anlatıyor. Oyun boyunca suçlu-suçsuz ayrımının önemsizleştiği, asıl meselenin insan hayatının kutsallığı olduğu vurgulanıyor.

Zonguldak’taki izleyiciler, bu evrensel temayı kendi toplumsal gerçeklikleriyle ilişkilendirerek, adalet duygusu, bireysel sorumluluk ve devletin gücü üzerine düşünme fırsatı buldu.

Yerel değer ve kültür katkısı

Sanayi ve maden kenti kimliğiyle bilinen Zonguldak’ta, derin felsefi temalara sahip bir tiyatro eserinin bu kadar geniş bir ilgi görmesi, kentin kültürel dönüşümünü de gözler önüne serdi.
Böyle eserlerin kent yaşamında sahne bulması, Zonguldak’ın yalnızca üretimle değil, düşünceyle ve sanatla da var olduğunu kanıtlıyor. Halkın bu tür yapımlara gösterdiği ilgi, kültürel gelişimin en somut göstergesi oldu.

Sahneden yükselen vicdanın sesi

“Bir İdam Mahkûmunun Son Günü”, Zonguldak’ta sadece bir tiyatro eseri değil, aynı zamanda sessiz ama güçlü bir vicdan çağrısıydı. Oyun, izleyicileri adaletin anlamı, cezalandırmanın sınırları ve insan yaşamının değeri üzerine yeniden düşünmeye davet etti.

Bu sahne deneyimi, sanatın toplumsal meselelerde ne kadar etkili bir bilinç aracı olabileceğini bir kez daha gösterdi. Zonguldak’ta yankılanan bu sessiz çığlık, tiyatronun dönüştürücü gücünü hatırlattı.