Zonguldak Çağrı-Der tarafından, Gazze direnişinin sembol isimlerinden biri olan ve 2 Ocak 2024’te Beyrut’ta düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybeden Hamas’ın üst düzey siyasi lideri Salih Aruri’nin yaşamı, mücadelesi ve Filistin davasındaki rolü üzerine kapsamlı bir söyleşi düzenlendi.
Etkinliğin konuşmacısı Tarihçi Yasin Mancar, Aruri’nin çocukluk yıllarından askeri ve siyasi faaliyetlerine, hapishane süreçlerinden “Aksa Tufanı” operasyonundaki kritik rolüne kadar geniş bir çerçevede bilgi verdi.
ARURİ’NİN HAYATI: ÇOCUKLUKTAN DİRENİŞE UZANAN BİR YOLCULUK
Yasin Mancar’ın anlatımına göre, tam adı Salih Muhammed Süleyman el-Aruri olan direniş lideri, 1966 yılında Batı Şeria’da Kudüs yakınlarındaki Arura beldesinde dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini doğduğu bölgede tamamlayan Aruri, üniversite eğitimi için El-Halil’e giderek hukuk fakültesine başladı.
Aruri’nin direnişe katılımı üniversite yıllarında belirginleşti. Sosyal yönü güçlü, insanları fikirleriyle etkileyebilen ve örgütlenme yeteneği yüksek bir öğrenci olarak tanımlanan Aruri, bu dönemde aktif olarak Hamas’ın gençlik yapılanmalarında yer aldı.
KASSAM TUGAYLARININ BATI ŞERİA YAPILANMASININ MİMARI
Mancar’ın aktardığı bilgilere göre Aruri, Hamas’ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları’nın Batı Şeria’daki yapılanmasının kurucularından biri oldu.
Hem askeri eğitimin organize edilmesi hem de örgütlenme çalışmalarının yürütülmesi Aruri’nin üstlendiği roller arasındaydı.
Bu faaliyetlerden dolayı Aruri, 1992 yılında ilk kez tutuklandı. Yargılama olmaksızın “idari tutukluluk” kapsamında hapiste kaldı ve üç ay sonra serbest bırakıldı. Ancak kısa süre sonra yeniden gözaltına alındı ve bu kez yaklaşık 15 yıl sürecek ağır bir cezaevi süreci başladı.
20 YILA YAKIN CEZAEVİ: İŞKENCE, DİRENİŞ VE GERİ ADIM ATMAYAN BİR İRADE
Aruri, 1992–2007 yılları arasında toplamda 20 yıla yakın bir süre İsrail cezaevlerinde kaldı. Bu dönemde işkence, baskı ve hak ihlallerine maruz kalmasına rağmen mücadelesinden vazgeçmedi.
Mancar, Aruri’nin cezaevindeki kararlılığını şöyle özetledi:
“Onu vazgeçirmek için baskı uyguladılar. Ama Aruri geri adım atmadı. ‘Hukuksuzluklardan şikâyet eden değil, öyle bir güç oluşturmalıyız ki bizi hukuksuz tutuklamayı düşünemesinler’ anlayışıyla hareket eden biriydi.”
Aruri, 2007’de serbest bırakıldı ancak yine kısa süre sonra tekrar tutuklandı ve 2010 yılına kadar hapiste kaldı. Bu tahliyesi de özgürlük anlamına gelmedi; bu kez Filistin’den sürgün edilerek serbest bırakıldı.
SÜRGÜN YILLARI: TÜRKİYE VE LÜBNAN’A UZANAN SÜREÇ
Serbest bırakıldıktan sonra bir süre Türkiye’de yaşayan Aruri, ardından kendi tercihleri doğrultusunda Lübnan’a geçti.
Mancar, bu dönemde medyada yer alan “Türkiye sınır dışı etti” iddialarının gerçek olmadığını, Aruri’nin planlı bir strateji nedeniyle Lübnan’a yerleştiğini belirtti.
Bu yıllarda Hamas’ın siyasi bürosunda görev alan Aruri, özellikle Batı Şeria’daki direniş yapılanmalarını destekleme ve örgütleme sorumluluğunu üstlendi.
2014 OLAYLARI VE İSRAİL’İN ARURİ’Yİ HEDEF ALMASI
2014’te Batı Şeria’da üç İsrailli yerleşimcinin öldürülmesi olayının ardından İsrail, saldırının arkasındaki isim olarak Aruri’yi suçladı.
İsrail, bu iddiayı Filistin halkının Hamas’a verdiği desteği zayıflatmak amacıyla propaganda malzemesi olarak kullanmaya çalıştı. Ancak bu söylem sahada geniş karşılık bulmadı.
Mancar bu süreci şöyle değerlendirdi:
“İsrail, Filistin direnişinin liderlerinin halk nezdindeki desteğini kırmaya çalıştı. Ancak Aruri’nin hem askeri hem siyasi etkisi bu propagandalara rağmen devam etti.”
AİLESİ DE HEDEFTEYDİ: EVİ BOMBALANDI, AKRABALARI ŞEHİT EDİLDİ
31 Ekim 2023’te Aruri’nin Batı Şeria’daki aile evi patlayıcılarla hedef alındı. Saldırıda kardeşi ve çok sayıda yakını dahil 25 aile ferdi şehit oldu.
Kısa süre sonra ailesinden 20 kişi daha İsrail tarafından tutuklandı.
Bu saldırıların amacının, Aruri’nin direniş üzerindeki etkisini kırmak olduğuna dikkat çekildi.
AKSA TUFANI BELGESİ: ARURİ'NİN KALEMİNDEN STRATEJİK ÇERÇEVE
Yasin Mancar, Hamas tarafından yayımlanan ve “Neden Aksa Tufanı?” başlığı taşıyan 17 sayfalık resmi belgenin giriş ve sonuç bölümlerinin bizzat Aruri tarafından hazırlanmış olduğunu vurguladı.
Bu belgede Aruri:
Aksa Tufanı’nın neden yapıldığını,
1918’den itibaren Filistin topraklarında yaşanan işgalleri,
İsrail saldırılarının tarihsel sürekliliğini,
Uluslararası kuruluşların işlevsizliğini,
Barış süreçlerinin neden sonuçsuz kaldığını ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.
Aruri’nin belgenin “Bundan sonra ne yapılmalı?” bölümünü de hazırladığı ve direnişin geleceğine dair stratejik öneriler sunduğu aktarıldı.
ATEŞKES VE ESİR TAKASI SÜRECİNDE BELİRLEYİCİ ROL
2023 yılında geçici ateşkes ve esir takası görüşmelerinde Aruri, Hamas adına en kritik isimlerden biri oldu.
Mancar’ın anlattığına göre Aruri, İsrail esirlerinin serbest bırakılmasına sıcak bakmadı ve şu ifadeyle süreci noktalayan kişi oldu:
“Gazze’de ateşkes sağlanana kadar daha fazla esir bırakılmayacak.”
Bu duruş, Aruri’nin müzakere masasında da sahada olduğu kadar kararlı bir aktör olduğunu gösterdi.
SUİKAST VE ŞEHADET
Salih Aruri, 2 Ocak 2024 akşamı, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bulunduğu ofiste, yanında Kassam Tugayı mensuplarıyla birlikte İsrail’e ait olduğu belirtilen bir hava saldırısında hayatını kaybetti.
Mancar, Aruri’nin ölümünün Hamas içerisinde geniş tartışmalara yol açtığını belirterek, Aruri’nin “liderler geride dursun” teklifini reddettiğini aktardı:
“Liderlerin şehadeti halkları harekete geçiren en büyük kıvılcımdır.”
SÖYLEŞİ YOĞUN İLGİ GÖRDÜ
Zonguldak Çağrı-Der’de düzenlenen etkinlik, Filistin meselesine duyarlı çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleştirildi.
Söyleşi sonunda dinleyiciler, hem Aruri’nin hayatı hem de Filistin direnişi üzerine sorular yöneltti; Aruri’nin mücadele mirası ve Filistin davasının geleceği tartışıldı.