Gazeteci Orhan Akyüz’ün haberine göre, Baltaş, Facebook sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımında, şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul’da büyük bir deprem olasılığı konusunda bilim adamlarının sıkça görüşlerinin alındığı bu günlerde, bir diğer tartışma konusu da Marmara Denizi’nde taşma dalgası (tsunami) olasılığı. Bu çerçevede bana sorulan bir soru da Karadeniz’in içinde meydana gelecek depremlerin kıyılarımızda taşma dalgası tehlikesi oluşturup oluşturmayacağı.

Engellilere Verilen Hak Geri Alındı!
Engellilere Verilen Hak Geri Alındı!
İçeriği Görüntüle

‘Karadeniz Kıyılarında Taşma Dalgaları oluştuğu Doğrulanmaktadır’

Hem tarihsel belgeler, hem de kıyılarda yapılan arazi çalışmalarıyla ulaşılan jeolojik kanıtlar (sediman birikintileri ve jeomorfolojik izler) Karadeniz kıyılarında taşma dalgaları oluştuğunu doğrulamaktadır. Buna karşın sadece İstanbul Boğazı ile diğer denizlere açıldığı için kapalı bir havza olan Karadeniz’de oluşan taşma dalgalarının yükseklikleri 1-5 metre arasında değişeceği ve genellikle yerel veya bölgesel ölçekte etkili olacağı söylenebilir.

Batı Karadeniz Kıyılarında Tsunami Oluşabilir Mi! İmza Gazetesi̇ (28)

‘Karadeniz’de Son 2 Bin Yılda Belgelenmiş Depreme Bağlı…’

Karadeniz’de son 2 bin yılda belgelenmiş depreme bağlı olarak gelişen 22’den fazla taşma dalgası olayı vardır ve bunlardan sadece 3 tanesi Türkiye kıyılarını etkilemiştir. Söz konusu taşma dalgaları 1598 Amasya Depremi nedeniyle orta Karadeniz bölgesinde Sinop ve Samsun kıyılarında, 1939 Erzincan Depremi nedeniyle orta-doğu Karadeniz bölgesinde Fatsa, Ünye, Giresun’da ve 1968 Bartın depremi nedeniyle Batı Karadeniz bölgesinde Bartın ve Amasra kıyılarında etkili olmuştur.

Batı Karadeniz Kıyılarında Tsunami Oluşabilir Mi! İmza Gazetesi̇ (27)-1

‘Bartın Depremi…’

Elimizdeki kayıtlara göre Batı Karadeniz'de yakın sayılabilecek dönemde (1968 yılında) meydana gelen Bartın depremi sırasında Amasra’da taşma dalgası oluşmuştur. Söz konusu deprem Karadeniz içinde kıyılarımıza paralel uzanan ters atımlı bindirme zonu üzerinde meydana gelmiştir. Yapılan çalışmalar Bartın depreminin yol açtığı taşma dalgasının 15 dakika arayla 100 metre ve 60 metrelik su baskınlarına neden olduğunu ve yerel taşma dalgası yüksekliğinin 3 metre olduğunu göstermektedir.

‘Karadeniz’de Taşma Dalgası Oluşma Riski…’

Deniz içinde ters atımlı fay zonları üzerlerinde meydana gelen depremlerin enerjileri yanal atımlı faylarda olduğu gibi aynı fay zonu üzerinde bulunan bir diğer segmente (fay zonunun, bükülme, kollara ayrılma, sağa-sola sıçrama vb. yapısal düzensizliklerle sınırlanan parçası) değil, deniz tabanına yayılmakta ve Amasra depreminde olduğu gibi taşma dalgası oluşturabilmektedir. Buna karşın deprem enerjisinin denize iletilmesi kuzeyimizde bulunan bindirme kuşağındaki depremlerin yanal atımlı fay zonları üzerinde meydana gelen depremlere göre tekrarlanma aralıklarının çok daha uzun süreler aldığını göstermektedir. Bu nedenle Karadeniz’de taşma dalgası oluşma riski, hem deprem sayısının az olması ve hem de kapalı bir deniz olması dolayısıyla ülkemiz kıyılarını çevreleyen Ege veya Akdeniz kıyılarına göre daha düşüktür.

‘Batı Karadeniz Kıyılarında Depremlerin Tekrarlanma…’

Sonuç olarak Batı Karadeniz kıyılarında depremlerin tekrarlanma aralıkları çok uzun olduğundan taşma dalgası tehlikesinin de düşük olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizi çevreleyen denizler içinde Batı Karadeniz’in dalga yüksekliği en fazla olan deniz olduğu değerlendirildiğinde, kıyılarımızın dalgalı havalarda taşma dalgasına eşdeğer dalga yüksekliğinden sıklıkla etkilenmektedir. Yanı sıra, ilimiz ve çevresinin kuzeyde yer yer son derece dik falezli Karadeniz kıyı topoğrafyasıyla sınırlanmış olması kıyılarımıza gelen taşma dalgasının vereceği zararları azaltacaktır. Buna karşın taşma dalgaları doğal, setler, liman, mendirek vb. engellerin bulunmadığı kıyılardaki düz alanlardaki delta ve plajlar ile denize açılan vadilerimizi etkileyebilecektir.”

Muhabir: Orhan Akyüz