1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti 1945 yılından sonra akıl almaz biçimde ABD’nin güdümüne girmeye başladı. Aradan geçen 80 yılda haydut ABD ne istediyse yerine getirildi.

II. Dünya Savaşı bittikten sonra ABD, Avrupa’daki ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre, Avusturya vb.) kulu, kölesi, uydusu, emir eri, uşağı, destekçisi yaptı.

Savaşta tamamen yakılıp yıkılan, sefalete düşen Avrupa ülkeleri yeniden ayağa kalkabilmek, sanayi tesislerini kurabilmek için ABD’nin talimatlarına uydu.

Amerika’yı yöneten Yahudiler, Avrupa ülkelerinde de hep Yahudilerin yönetim kademelerine gelmesini sağladılar.

1950’lerde kurulan NATO, ABD’nin silahlı örgütüdür. Tek yetkili bu ülkedir. Tüm işgaller, tehditler, soygunlar, darbeler, tutuklamalar NATO tarafından planlanmaktadır.

NATO adlı örgütün "yasaları tanımayan" alt kolları da vardır. Bunlara Gladyo, Süper NATO, Kılıç, Özel Kuvvetler, Özel Harp Dairesi, Ergenekon gibi isimler verilmiştir…

Gladyo (derin devlet) adı verilen yapı faşist, ırkçı, dinci, liberal, solcu, sosyalist, komünist, etnik milliyetçi, bölücü, Taşnakçı, tarikatçı, cemaatçi kılıklarına girerek toplumu bölme, parçalama, birbirine düşürme, satın alma, köleleştirme faaliyetlerini ustaca yürütmüştür.

İsmet İnönü, 1945’ten sonra ABD ne istediyse yapmıştır. Askeri, ekonomik, eğitimsel yardımlar kullanılarak Ankara denetim altına alınmıştır. Köy Enstitüleri kapatılmış, tarikatların önündeki engeller kaldırılmış, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Aziz Nesin vb. gibi halkın dertlerini dile getiren aydınlar zulüm içinde yaşatılmıştır.

14 Mayıs 1950’de İzmir Amerikan Koleji ve İsviçre Lozan Üniversitesi mezunu, Aydınlı toprak ağasının evladı, esas adı Ali Adnan Ertekin olan Adnan Menderes DP markasıyla piyasaya sürülmüştür. Başbakan Menderes ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar ABD için her işi fazlasıyla yapmıştır. Bayar, Bursa Alyans İsrailit Koleji mezunudur. 33. Dereceden masondur. 1950-60 arası hükümette yer alan bakanların, milletvekillerinin tümüne yakını Mason, Sabetaycı ya da Pakraduni kökenli olup ABD sevicidir. Amerika’yı azıcık bile eleştiren siyasetçiler ezilmiş, boğulmuş, dışlanmış, yok edilmiştir.

Menderes Hükümeti 1956’lı yıllardan sonra Rusya ile bir miktar siyasal, ekonomik ilişkiler başlattığı için NATO+CIA tarafından kurgulanan kesimler tarafından askeri darbeyle, 1960’ta devrilmiştir. Darbeyi yapan komutanların çoğu 1948 yılında ABD’de 6 ay kontrgerilla, Gladyo, terör eğitimi almış kişilerden oluşuyordu.

60 darbesinden sonra, komutanlar, maaşları ödemek için ABD’ye el açarlar. Kredi isterler. ABD şunu söyler: “Ordudaki Atatürkçü, Kemalist, Ulusalcı, Vatansever, Millici 7 bin kadar subayı emekli ederseniz para veririz.” Tamamı ABD yetiştirmesi olan, NATO sevici komutanlar bu talebi yerine getirirler...

1962 Anayasası özgürlükçü, demokrat, hak-huk bilir olarak nitelense de aslında ABD tarafından çerçevesi çizilmiş bir metindir. Asla Anadolu insanının refahını öngörmez. Madenlerin, tarım arazilerinin, ordunun, eğitimin, sağlığın, üniversitelerin, bilimin, sanayinin ABD çıkarlarına göre şekillenmesini amaçlar…

Hırsız devlet ABD 1960’tan sonra tarikatçıları (örneğin Fetullah Gülen), ırkçıları, milliyetçileri, faşistleri, liberalleri, sağcıları, sahte sarı sendikaları sonuna kadar destekler. Komünizmle Mücadele Derneğini sağcı faşist kişilere kurdurur. Derneğin sandalyeleri, masaları bile ABD Büyükelçiliği tarafından verilir. Dergileri, broşürleri ABD parasıyla bastırılır.

1960-70 arası ülke siyasetinde rol alan İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit gibi figürler asla NATO’ya ses edemez, endüstriyel soyguna dur diyemez, sahte montaj sanayisine karşı çıkamaz.

Süleyman Demirel tipik Anadolu lafçısıdır. Köylüler gibi ağzını yaya yaya konuşarak onların oylarını toplar. Amerikan Morrison firmasının temsilcisidir. Menderes’in tayfasındandır. Onun Devlet Su İşleri müdürlüğünü yapmıştır. Masondur. Partisindeki vekillerin çoğu yine Mason derneğine kayıtlıdır. Sabetaycıların Kapancı koluna mensup kişiler AP’de bolca vardır. Bunlar toprak ağası, montaj sanayicisi, taşra avukatı, eczacı, tüccar, müteahhit vb.’dir. AP içinde işçi, memur, çiftçi, akademisyen vekiller hiç yoktur.

Bülent Ecevit Amerika’nın kurduğu Robert Kolej’den mezundur. Aslen Tuncelilidir. Oligarşinin, asilzadelerin çocuğudur. Eşi de oligarşik bir aileden gelmektedir. Beyaz Türk’tür. Ecevit de Amerika’da özel eğitimden geçirilmiştir. Bilderberg Toplantılarında programlanmıştır. Kendisine solcu görünme rolü verilmiştir. Lise mezunudur. Ekonomi bilgisi sıfırdır. Sadece çok iyi şiirler okur ve İngilizceyi ana dili gibi konuşur. Siyaset yaptığı yıllarda bir projesi, bir çıkışı, bir rüzgarı, bir kalibresi olmamıştır.

Alparslan Türkeş 1948 yılında ABD’de 6 ay kontrgerilla eğitimi almış 16 subaydan biridir. Yaşamı boyunca ABD ve İsrail aleyhinde bir tek cümle kurmamıştır. 1960 yılında darbenin anonsunu radyodan yapan kişidir. 1960-1990 yılları arasında ABD istemiyor diye Atatürk’ten zerre söz etmemiştir. Onu yok saymıştır... NATO, Kemalist düşünceyi yok etmek istediği için sağcıları, dincileri, faşistleri, ırkçıları, liberalleri hep takibi altında tutmuştur.

1970-80 arası ülkenin yönetiminde, siyasetinde söz sahibi olan Demirel, Ecevit, Türkeş, Erbakan adlı siyasetçiler NATO’nun, Gladyo’nun, CIA’nın işlerine asla dur dememişlerdir. Zira, aşırı harcamalarını, israflarını, yolsuzluklarını, debdebeli yaşamlarını, keyiflerini, konforlarını, itibarlarını, meşruiyetlerini ABD sağlamıştır...

ABD’nin kontrolündeki IMF ve Dünya Bankası sürekli olarak sağcı, liberal, ırkçı, faşist hükümetlere yüksek faizli krediler açarak sanal bir refah ortamı oluşturmuşlardır. Asla milli, yerli, ulusalcı, devletçi düşünmeyen siyasetçiler ülkenin borca batması, 70 Cent’e muhtaç hale gelmesi için her icraata "imza" atmışlardır...

70’li yıllarda sağ - sol kavgalarını oluşturan derneklerin, sendikaların, örgütlerin, tarikatların, partilerin tümü CIA+NATO planlarına göre hareket etmiştir...

1974 yılında Türk Ordusu Kıbrıs’taki Türklerin Rum zulmünden kurtarılması için Harekat yaptı. Bu ABD’yi çileden çıkardı. “Benim verdiğim teçhizatlarla Rumlara saldırdınız. Yanlış yaptınız” dedi. Arkasından tüm mallar karaborsaya düştü. Yokluklar, kuyruklar, enflasyon belası ortaya çıktı. Eğitim, sağlık, hukuk işlemez oldu.

ASALA adlı Ermeni örgütü CIA tarafından beslenip üzerimize salındı. Türk devleti bu örgütü 10 yıl içinde iş göremez hale sokunca bu sefer tepe yöneticilerinin tümüne yakınının Taşnak (Ermeni) olduğu PKK başımıza bela edildi. Bugün, Gazi Meclis’te sözde "liderleri" için slogan atabilen hale gelen bölücü örgütün akıl hocası, yol göstericisi, finansörü, koruyucusu ABD’dir.

ABD’nin karanlık işlerini ortaya çıkaran, halkı aydınlatan, gerici yapıları ezen Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Eşref Bitlis, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Fahri Ünal, Abdi İpekçi, Doğan Öz, Kemal Türkler, Çetin Emeç vb. gibi aydınlar ABD’nin emriyle gerici, ırkçı, faşist ya da bölücü oluşumlar tarafından yok edildi.

1980 yılında yapılan askeri darbenin lideri Kenan Evren tamamen ABD yetiştirmesi, düşük zekalı, çağı algılayamayan, sahte Atatürkçü fikirler dile getiren bir kişidir. Kendisi ekonomi bilmez. Teknolojiden uzaktır. Lüks içinde ağa gibi yaşamış olan bir ABD kuludur. Darbeyi ABD’nin emriyle yapmıştır. Asla Atatürkçü değildir. Türkiye’nin liberal (serbest pazar) ekonomisine geçişinde rol almıştır. En has adamı gelmiş geçmiş en aşırı ABD sevicisi Turgut Özal’dır. Özal, İTÜ tarafından milli fikirlerle yetiştirilmiştir. Ancak, mal-mülk, şatafat, lüks yaşam, pırlanta, villa, saray, itibar, meşruiyet için ABD hayranı, ABD kulu, ABD emir eri olmuştur.

Hırsız devlet Amerika 1980 yılından sonra ülkeyi ılımlı İslam, yeşil kuşak İslamı, liberalizm, kapitalizm, sahte endüstri, sahte eğitim, sahte sağlık, sahte tarım rotasına soktu.

Şu anda, aradan geçen 45 yıllık sürece baktığımızda Kenan Evren ve Turgut Özal tarafından çizilen CIA+NATO güdümlü siyasal, toplumsal, ekonomik reçetelerin aynen uygulandığını görmekteyiz.

80'den sonra sahneden yer alan Özal, Demirel, Erbakan, Türkeş, Çiller, Yılmaz, Ecevit, Gül, Erdoğan gibi isimler liberal, kayıtdışı, katma değeri düşük, üretemeyen, bilimden uzak, patentsiz, icatsız ekonomi modelinin dışına çıkamıyorlar.

Son 45 yılda Atatürk döneminde kurulmuş ne kadar sanayi tesisi, liman, maden, okul, enstitü, maden ocağı varsa satıldı, ezildi ve kapatıldı…

Liberal, liyakat kavramına özen göstermeyen, ABD sevici iktidarlar gelir dağılımını bozdu. Çöpçüler profesör kadar maaş alır oldu. Ülkenin iyi yetişmiş mühendis, hekim, bilgisayarcı, hemşire, teknisyen, öğretmen, sanayici kitleleri oluk oluk yurtdışına taşınmaya başladı.

Ham madde, enerji, istihdam, vergi yüklerinin altında ezilen yüzlerce Tekstil firması Mısır’a, Pakistan’a, Bangladeş’e, Fas’a taşınmaya başladı.

Sonuç olarak 1945 yılından beri ABD yanlısı partilere oy verdiğimiz için krizden çıkamıyoruz. Son 80 yıldır CHP, DP, AP, MHP, MSP, DSP, SHP, SODEP, ANAP, HP, BBP, DYP, İP, AKP vb. gibi partiler büyük oranda Amerika sevici kişilerin kontrolündedir. Her fırsatta ABD’ye gidip itibar sağlamaya çalışan yapılarla ileri ülke olmamız mümkün değildir.

Ülkedeki ana akım medya da tamamen ABD sevicilerin elindedir. Bunlar halka hakikatleri asla duyurmuyorlar…

Ali Özdemir
0505 220 83 85
[email protected]
13.10.2025