İşte o yazı;

Pazar günü genelde Zonguldak siyaseti hakkında yazıyorum. Şehirlerin tarihini , kaderini belirleyen yine siyaset oluyor çünkü. Bu hafta size gerçeklerden bahsedeceğim.

Zonguldak Belediyesi’nin Akp başkan adayı Ömer Selim Alan, seçim propagandası için "Gerçek Belediyecilik”vurgusu yapmış. Afişler filan astırmış.

“Gerçek belediyecilik” nedir diye sorsan, cevabı "yıkılmayanı yıkmak" olarak veriyor . Yıkılmayacak olan, acaba neden yıkılmamalı olarak görülmüş , bunu biliyor mu ?

“Gerçek belediyecilik” ileride köprünün yıkılmasının neye mal olacağını görebilmektir aslında.

“Gerçek belediyecilik” yanlış ihale ve projelerle belediyeyi zarara uğratmamaktır.

“Gerçek belediyecilik" şehir planlaması yaparken, rant kapısı olarak görülen alanları gereksiz olarak yıkıp ,yeniden ihale ederek , eskisinden daha beter hale getirmemektir.

”Gerçek belediyecilik“ işçisini dövdürmek midir mesela ?

“Gerçek belediyecilik” tarihi binaları yıkıp , şehrin kimliğini yok etmek midir mesela ?

"Gerçek belediyecilik" şehrin kültürünü, sanatını, sanatçısını, yok saymak mıdır ? Bir belediye başkanı konserlerden, sanat galerisi açılışlarından, tiyatro gösterilerden kaçar mı ?

"Gerçek belediyecilik" kent sanatçılarının faaliyetlerini kendine karşı yapılmış eylem olarak görür mü ?

"Gerçek belediyecilik" halk oyunları derneklerini yok saymak mı ?

”Gerçek belediyecilik“ kendini Zonguldak belediyesinin sahibi olarak görmek mi ? Bir sonraki seçimlerde kaybedeceğini ihtimal vermeden; yıktığı ,bozduğu işleri , öbür döneme sarkıtmak mıdır ?

Yaşadığım Almanya'nın , Gelsenkirchen belediyesinin anlayışını yazsam, Ömer Selim Alan'ın yönetim anlayışı ile bir tanesi bile örtüşmez. Bırakın Almanya’yı Zonguldak’ın ayarında olan Türkiye’deki diğer iller ile kıyasladığınızda bu beş sene içinde dahi bizi bir çok şehrin solladığını görürsünüz. Üstelik çoğu AKP’li belediyeleri .

Artık belediyeler yıkmıyor yapıyor. İstihdam üretiyor. Şehrin marka değerlerini ekonomiye kazandırıyor. Kendi bünyesinde atölyeler kurup, kendi projelerini ,kendileri yaparak tasarruf sağlıyor. Bir plastikten kurulu çocuk bahçesine milyon dolar aktarmıyor. Mesela ,maden kasabası olan Gelsenkirchen Belediyesi , çocuk bahçelerin çoğunu, bizim TTK direkleri dediğimiz atık kalaslardan yapıyor. Mesela şehrimizde Çaycuma Belediyesi , deprem bölgesine , kendi atölyelerinde yaptığı ahşap konutlarla bir mahalle kurup ,taktir kazanıyor.

Ama ben size Ömer Selim Alan'ın gerçeğini yazayım.

Anne babasının işi dolayısı ile Zonguldak’ın en kaymaklı semtinde oturup, en kaymaklı okullarına gidip, dershanelerinde özel ders alma imkanlarına sahip, devletin en kaymağından avantaj elde etmiş. Mesleğini yapmadan siyasi olarak iktidarın nimetinden yararlanarak, Zonguldak'ın en kaymaklı bir kurumu Kızılay'ın başına başkan olarak oturtulmuş. Yine İktidar avantajı ile aday yapılmış, hayatı boyunca kaybetmemiş bir kişidir Ömer Selim Alan.

Bu yüzden seçimleri kaybetmesi , onun için kaybeden diğer belediye başkanları gibi olmayacak.

Kaybetmesi halinde, hayatının travmasını yaşayacak.

Bir başka değiş ile kendi gerçeği ile karşılaşacak.

.............

Zonguldak-Ereğli yolunda kaza! Zonguldak-Ereğli yolunda kaza!

Bu seçimler hayatım boyunca gördüğüm seçimlerin en berbat seçim olacak herhalde.

Sanki doğru adaylar yer yarılıp içine girdi .

Bazıları adi suçlardan mahkemesi görülüyor. Bazıları kulaktan kulağa konuşuluyor. Bazıları hapiste .Bazıları itiraf ediyor, şehrin göbeğinde valilik meydanında kendi kendine suç duyurusunda bulunuyor. Vatandaşın damına, bağına özel belediye hizmeti götürdüm filan diyor.

Karşımıza aday olarak çıkarılanların, eğitim düzeyleri çok düşük.

Hem belediye başkan adayların hem de belediye meclis üyesi adayların eğitimleri, belediyede emri altında çalışacak olan memurların bile altında. Bir peyzaj mühendisine Ortaöğretim mezunu emir verecek. Siz hiç bir kamu kuruluşuna, ya da özel şirkete , mali şube müdürlüğüne ilkokul mezunu alındığını duydunuz mu ? Bu belediye yönetiminde olunca , neden ortadan kalkıyor ?

....................

Eskiden belediye seçimlerinde başkan adayları seçmene kalem çakmak dağıtırdı , bu seçimlerde spor kulüplerine futbolcu transfer eden bile var.

AKP Zonguldak Belediye Başkan Adayı Ömer Selim Alan Zonguldakspor'a bir futbolcu transfer ederken , CHP Gökçebey Belediye Başkan Adayı Vedat ÖZTÜRK , Gökçebeyspor'a bir futbolcu hediye ediyor. İkisi de mevcut belediye başkanları. İlk defa aday olan diğerlerinin böyle bir gücü yok herhalde.

Belediyelerin spor kulüplerine katkı sağlaması normal. Ereğli belediyesi , Ereğli'de faaliyet gösteren spor kulüplerine bu beş sene içinde 300 bin TL yardımda bulunmuş. Bu bir sosyal belediyecilik anlayışıdır. Fakat bir belediye başkanı kendi cebinden böyle bir bağış yaptığı zaman akla gelecek ilk soru !

Nereden geliyor bu değirmenin suyu ?

Bir belde belediye başkan adayı var. Devletin kurumuna işe alınmış. İşe gitmeden sadece sigortasını doldurmuş bir kişi. Maaşının kimin aldığı belli değil.

Bakıyorum şimdi ; kendisine destek verenlerle poz veriyor. Onunla poz veren gençlerin çoğu işsiz.

İşsiz ama aslında çaresiz.

Siyaset bizim kasabada böyle çirkin bir gerçeğe dönüştü .

Editör: Ergin Özkul