KESK Dönem Sözcüsü İsmail Sefertaş imzasıyla yapılan açıklamada, “İnsan onuruna yakışır iş kavramı, demokrasiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle emek mücadelemizi demokrasi mücadelemizden ayrı tutmuyoruz” ifadeleri yer aldı.

İstihdamda gerçek tablo gizleniyor

KESK açıklamasında, işsizliğin resmi rakamların çok üzerinde olduğu vurgulandı. TÜİK’in açıkladığı yüzde 8,5’lik işsizlik oranının manipüle edilmiş olduğu belirtilerek, “Gerçek oranlar çok daha yüksek. AKP-MHP iktidarı ve sermaye, milyonlarca işsizi ucuz işgücü olarak görüyor. Bu durum, çalışanların da insan onuruna yakışır iş koşullarından uzaklaşmasına neden oluyor” denildi.

Siyasi baskı ortamının iş güvencesini yok ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Kayyım atanan belediyelerde görevden almalar, sürgünler, işten çıkarmalar yaşanıyor. Bu politikalar, kamu emekçilerinin kazanımlarını hiçe sayıyor ve norm haline getiriliyor” ifadeleri kullanıldı.

Ücretler yoksulluk sınırının altında

KESK, kamu emekçilerinin ücretlerinde yaşanan gerilemeye dikkat çekerek, “Toplu iş sözleşmeleri sonucunda 4 milyon kamu emekçisi ve 2,5 milyon emekli yine yoksulluğa mahkûm edildi” değerlendirmesinde bulundu.

Orta Vadeli Program’a (OVP) da değinilen açıklamada, “Ortalama kamu emekçisi maaşı, emekli aylığına yansıtılmayan 18 bin 682 TL’lik seyyanen ödenek dahil 52 bin TL civarındadır. Bu rakam yoksulluk sınırının neredeyse yarısıdır” denildi.

KESK, önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülecek olan 2026 bütçesinde emekçilerin taleplerine yer verilmesi için işyerlerinde, sokaklarda ve meydanlarda mücadele edeceklerini duyurdu.

Sendikal haklar baskı altında

Sendikal hakların etkin bir şekilde kullanılmadığı bir ortamda insan onuruna yakışır işin mümkün olamayacağına dikkat çeken KESK, “ITUC’un Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye, 10 yıldır sendikal hakların en kötü olduğu ülkeler arasında yer alıyor. ILO raporları da örgütlenme özgürlüğü başta olmak üzere ciddi ihlallere işaret ediyor” açıklamasında bulundu.

KESK’in hazırladığı ihlal raporlarında, sendikal faaliyetler nedeniyle üyelerin idari ve adli soruşturmalara maruz kaldığı, OHAL döneminde KHK’larla işlerinden edilen birçok kişinin temel nedeninin sendikal mücadele olduğu vurgulandı.

Gazze Kayyumla Yönetilecek Bir Toprak Değildir!
Gazze Kayyumla Yönetilecek Bir Toprak Değildir!
İçeriği Görüntüle

Kadın emekçiler iki kat fazla yük taşıyor

Açıklamada, kadın kamu emekçilerinin yaşadığı sorunların daha ağır olduğuna dikkat çekilerek, “İşsizlik, ücret eşitsizliği, mobbing ve ağır çalışma koşulları kadın emekçilerin yaşamını derinden etkiliyor. ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalı, işyerlerinde cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır” denildi.

Emek ve demokrasi birlikte savunulacak

KESK, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“İnsan onuruna yakışır iş kavramı, istihdam, çalışma koşulları, ücret ve sendikal haklar kadar demokrasiyle de yakından bağlantılıdır. Demokrasi alanındaki her kazanım, emekçiler için de bir kazanımdır. KESK olarak emek mücadelemizi demokrasi mücadelemizden ayrı yürütmüyoruz. İnsan onuruna yakışır iş için mücadelemiz sürecek.”

Kaynak: Haber Merkezi