Kilimli Halkevi'nde düzenlenen etkinliğe katılan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, "30 Kasım'da Ankara'da buluşacağız. Ve Saraya karşı manifestomuzu Hep birlikte ilan edeceklerini belirterek şunları söyledi;
"Çünkü nerede olursa çok önemli olduğu zamanlardan geçiyoruz. O yüzden bulunduğumuz her yerde mümkün olduğunca biz de daha kuvvetli, örgütlenerek bu mücadeleye devam etmesi konusuyla olduğunu biliyoruz.
Her türlü yan yana olduğumuza elbette mücadele etmeye devam edeceğiz. Sevgili dostlar örgütlü bir sermaye, örgütlü bir örgütlü bir sermayenin iktidarı var karşımızda. Saray iktidarı var. Çok derin bir yoksullaşma içerisinde bugün burada buluşmuş oluyoruz. Yoksulluk sınırının doksan Bin liraları buldu. Doksan bin küsuru buldu. Bir ortamda hepimiz ne kadar iyi okullarda yaşarsak yaşayalım mutlaka daha zor koşullarda bu hayatı devam etmek zorunda kalıyoruz. Seçimde bütçe tartışmaları yapılıyor. Örneğin eğitimde sağlığa fazlalaştırılacak ya biz buna sevinemiyoruz. Güvenemiyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu bütçe arttırılacaksa, emeklilerden yana, kadınlardan yana, çocuklardan yana arttırılmayacak. Örneğin çocuklara bir öğün yemek vermek istiyor. Bunun için arttırmıyor bu bütçeyi. Daha fazla özelleştirmeye ihtiyaç görüyor cebine daha fazla kar, daha fazla para girsin diye artırıyor. Doğal olarak biz de olarak bulunduğumuz her alanda halkın hakları mücadelesi yükseltiyoruz, hem yoksullaştırma politikalarına karşı, şu an gerici, piyasacı eğitim koşullarında çocukların hakları başta olmak üzere eğitim hakkımızı savunmak üzere bu mücadeleyi yükseltiyoruz. Parasız sağlık hakkımız için mücadele etmeye devam ediyoruz. Parasız eğitim için mücadele etmeye devam ediyoruz. Ama yalnızca bulunmamak sınırlı değil. Bu memlekette çalışanların emekçilerin çoğunluğu asgari ücret çalışırken, insanlık dışı takımlarla çalışırken insanca bir yaşam mücadelesini sürdürürken aynı zamanda özgürlüklerimizden de her bir haklar çıkardığı hem bir özgürlükten mücadele istiyoruz. Bugün belediye başkanları halen daha tutuklu, seçilmiş belediye başkanlarının yerine Kayyumlar siyasetiyle yürütmeye çalışanların karşısında hem kendi irademize sahip çıkıyoruz hem de özgürlüklerimize sahip çıkıyoruz bugün. Gençler çok ciddi parklar altında üniversiteliler baskı altında geleceksizlik güvencesizlikle baskı altında. Faşizmle baskı altında. İstanbul Teknik Üniversitesi'ne kadar bulundukları her yerde üniversiteli gençlik mücadeleyle yükseltiyor. On dokuz Mart'tan bu yana isyan dalgasını devam ettiriyor. Bizlere ilham olmaya devam ediyor. Gençlik mücadelesi. Kadınlar Türkiye'nin dört bir yanında sokakta. Artık öldürülmek istemiyoruz diyerek. Artık katledilmek istemiyoruz diyerek bu mücadeleyi devam ettiriyoruz. Yirmi beş Kasım'ın yaklaştığı koşullarda biz de karşı mücadelemiz devam ediyor. Ekoloji mücadelesi devam ediyor. Içinde yaşadığımız Güzelliklerini sunmaya hazırken bu doğayı katletmeye yemin etmiş. Maden şirketleri neden Türkiye'nin dört bir yanında talan etmeye yemin etmiştir hem emperyalist kömür geçip iktidar farklı farklıyız. Hemen her yerime mücadele hem de bu sömürü düzenine çarptı. Mücadele ekonomik alanında da devam ediyor.
Halka savaş açmış bir iktidarın karşısında Dik durmadan bir isyanı örgütlemenin sorumluluğuyla bugün burada bulunuyoruz. Bu isyan özgürlüğün isyanıdır sevgili dostlar. Bu isyanı örgütlemek istedikçe bizler bugün burada olduğu gibi daha fazla bir araya gelmeye devam edeceğiz. Başta söylemiştim. Halk Gençler olarak halkın hakları mücadelesini bu bayrağı dalgalandırmaya devam edeceğiz. Ve 30 Kasım'da Ankara'da Türkiye'nin dört bir yanında direnenlerin buluştuğu bu baskı düzenine, sömürü düzenine, faşist düzene karşı, iddialı örgütlemeleri devreye giden bu yolu örgütlemenin olanaklarını, yollarını, yöntemle birlikte tartışacağımız, direnenlerin sözünü söylediği bir halk buluşmasında. Otuz Kasım'da Ankara'da buluşacağız. Ve saraya karşı halkımızla manifestomuzu Hep birlikte ilan edeceğiz.
