YENİ TRAFİK SİGORTASINDA HASARSIZ SÜRÜCÜYE ÖDÜL VAR, KÖTÜ SÜRÜCÜYE AYRICALIK YOK!
1 Ocak 2026 itibarıyla trafik sigortasında ezberler bozuluyor. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) hayata geçireceği yeni düzenleme ile hasarsızlık indirimi artık araçlara değil, doğrudan sürücülere bağlanacak. Milyonlarca sürücüyü ilgilendiren bu değişiklikle, yıllardır kazasız direksiyon başında olanlar ikinci araçlarında da indirimli prim avantajından yararlanabilecek.
Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısının 34 milyona yaklaşmasıyla birlikte, trafik sigortasında adalet ve sürdürülebilirlik tartışmaları da hız kazanmıştı. Yeni genelgeyle birlikte prim tarifeleri ve basamak sistemi baştan sona yenilenirken, sürücünün trafik sicili artık belirleyici unsur hâline geliyor.
HASARSIZLIK İNDİRİMİ ARACA DEĞİL SÜRÜCÜYE BAĞLANIYOR, SİSTEM KÖKTEN DEĞİŞİYOR
Yeni uygulamaya göre, uzun yıllardır 8’inci basamakta yer alan hasarsız bir sürücü, araç değiştirse dahi aynı basamaktan işlem görecek. Böylece kazasız sürüş alışkanlığı, araçla sınırlı kalmadan sürücünün kalıcı avantajı olacak. Buna karşılık, sürekli kaza yapan ve 0 veya 1’inci basamakta bulunan sürücüler ise yeni bir araç alsalar dahi düşük prim avantajı elde edemeyecek.
Bu düzenleme, özellikle ikinci araç alımlarında yaşanan mağduriyetleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. Mevcut sistemde, temiz sicile sahip sürücüler ikinci araçlarında yüksek primlerle karşılaşırken, riskli sürücüler daha avantajlı basamaklardan yararlanabiliyordu.
“İYİ SÜRÜCÜ CEZALANDIRILIYORDU, BU ADALETSİZLİK SONA ERDİ”
Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Sigorta Komisyon Başkanı Turusan Bağcı, yeni sistemin uzun süredir eleştirilen adaletsizliği ortadan kaldırdığını vurguladı. Bağcı, İstanbul örneğini vererek şu değerlendirmede bulundu:
“Bugün 5 yıl ve üzeri hasarsız bir sürücü yaklaşık 7 bin 500 lira prim ödüyor. Ancak ikinci bir araç aldığında 4’üncü basamaktan işlem görerek 15 bin lirayı aşan primle karşılaşıyordu. Buna karşın hasarlı sürücüler ikinci araçlarında düşük basamak avantajı elde edebiliyordu. Bu durum iyi sürücüyü cezalandırıyordu. Yeni düzenlemeyle bu adaletsizlik sona erdi.”
Bağcı, Türkiye’de sürücülerin yaklaşık yüzde 90’ının iyi sürücü konumunda olduğunu belirterek, düzenlemenin temel amacının hasarsız sürücüleri finansal olarak da ödüllendirmek olduğunu ifade etti.
KASKODA REKABET ARTTI, TARİHİN EN DÜŞÜK PRİMLERİ SUNULUYOR
SEDDK’nin aralık ayında trafik sigortası primlerinde yüzde 1’lik artışa gittiğini hatırlatan Bağcı, ocak ayında yıl genelinin değerlendirilerek yeni bir düzenleme yapılabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle trafik sigortası yaptırmamış sürücüler için mevcut dönemin avantajlı olabileceğini söyledi.
Kasko sigortasında ise şirketler arasındaki yoğun rekabetin fiyatlara olumlu yansıdığını belirten Bağcı, “Son yılların en düşük kasko primleri sunuluyor. Aralık ayında kasko yaptırmak ciddi fırsatlar barındırıyor. Hatta trafik sigortasından bile daha ucuz kasko teklifleri bulunabiliyor” dedi.
YENİ DÖNEMDE KRİTİK UYARI: POLİÇE YENİLEME VE KAZA DURUMUNA DİKKAT
Sigorta Aracıları ve Acenteleri Derneği (SAAD) Genel Başkanı Halil İbrahim Ece ise yeni uygulamanın önemli bir detayına dikkat çekti. Ece, poliçe başlangıç tarihinden önce yenileme yapılmasına rağmen bu süre içinde kaza yaşanması hâlinde, sürücünün hasarsızlık basamağının bir kademe düşürüleceğini belirterek, “Bu uygulama daha önce yoktu. Sürücülerin bu detayı mutlaka bilmesi gerekiyor” dedi.
ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI OLMADAN TRAFİĞE ÇIKANLARA AĞIR YAPTIRIM
Ece, zorunlu trafik sigortası yaptırılmadan trafiğe çıkılmaması gerektiğinin de altını çizdi. Aksi hâlde sürücülerin para cezası ve trafikten men yaptırımıyla karşı karşıya kalacağını hatırlatan Ece, “Sürücüler yıl bitmeden poliçe durumlarını ve hasarsızlık basamaklarını mutlaka kontrol etmeli” uyarısında bulundu.
Yeni düzenleme ile birlikte trafik sigortasında adaletin güçlendirilmesi, iyi sürüş alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve riskli sürücülerin sistemden avantaj sağlamasının önüne geçilmesi hedefleniyor. 1 Ocak 2026’da başlayacak bu yeni dönem, sigorta sisteminde önemli bir kırılma noktası olarak görülüyor.
