Türkiye genelinde 18 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmen 8 Eylül Pazartesi günü 2025–2026 eğitim-öğretim yılına başlıyor. Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Kamuran Aşkar, yeni dönemin başlaması öncesinde yaptığı açıklamada, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözülmesinin eğitim sisteminin geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
“ÖĞRETMENLER MUTSUZ MECBURİYETLERE SÜRÜKLENMEMELİ”
Aşkar, sona eren 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde eğitimcilerin haklı taleplerinin görmezden gelindiğini belirterek, öğretmenlerin mutsuz ve umutsuz hale getirilmesinin doğrudan eğitimin niteliğini etkilediğini söyledi. “Öğretmenlerimize iyi bir eğitim sistemi, iyi çalışma ortamı ve iyi imkanlar sunulmalıdır. Aksi halde onları ‘mutsuz mecburlar’ haline getirme riski büyüktür” dedi.
NORM KADRO VE RESEN ATAMALAR SORUNU
Eğitim-Bir-Sen’in en çok üzerinde durduğu konulardan biri norm kadro mağduriyetleri oldu. Aşkar, norm kadro güncellemeleri yapılmadan gerçekleştirilen resen atamaların haksız uygulamalara yol açtığını ifade ederek, “Ekim sonuna ertelenmesi gereken bu atamalar iptal edilmelidir. Mağdur olan üyelerimiz için iptal davaları açıyoruz” diye konuştu.
“ENFLASYON KARŞISINDA EĞİTİM ÇALIŞANLARI EZİLİYOR”
Ekonomik koşulların eğitim çalışanlarını zorladığını belirten Aşkar, ücret kayıplarının telafi edilmesi gerektiğini söyledi. “Enflasyona ezdirilmeyecek iyileştirmeler yapılmalı, öğretmenlerin ve tüm kamu görevlilerinin alım gücü artırılmalıdır” dedi.
ÖĞRETMEN AÇIĞI TARİH OLMALI
Aşkar, yeterli aday bulunmasına rağmen öğretmen ihtiyacının karşılanmamasını eleştirerek, ücretli öğretmenlik uygulamasına da tepki gösterdi:
“Eğitimin niteliğinin artırılması için dersler boş geçmemelidir. Kadrolu atamalarla öğretmen açığı kapatılmalı, ücretli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmelidir.”
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASINA TEPKİ
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının hem aile bütünlüğünü bozduğunu hem de mesleğin itibarını zedelediğini vurgulayan Aşkar, tüm sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi gerektiğini söyledi.
YER DEĞİŞİKLİĞİ VE ADALETSİZ DAĞILIM
Aşkar, öğretmenlerin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği taleplerinin karşılanması gerektiğini dile getirdi. Ayrıca öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde yoğunlaştırılması nedeniyle büyükşehirlerde ve gelişmiş bölgelerde deneyim birikimi oluştuğunu, bunun da okullar arası başarı farkını artırdığını belirtti.
YÖNETİCİLİK PROFESYONEL MESLEK OLMALI
Eğitim kurumları yöneticiliğinin profesyonel bir meslek olarak yapılandırılması gerektiğini kaydeden Aşkar, “Atamalar nesnel kriterlere dayanmalı, yazılı sınav ve başarı ölçümü esas alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
EK DERS, ÖDENEK VE HAZIRLIK SORUNLARI
Aşkar, ek ders ücretlerindeki dengesizliklerin giderilmesi, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin sadece öğretmenlere değil tüm eğitim çalışanlarına verilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının düzenli yapılmasının zorunlu olduğunu söyledi.
PERSONEL VE ÖDENEK İHTİYACI
Okulların yardımcı personel eksikliğinin büyük sorun oluşturduğunu belirten Aşkar, İŞKUR programlarının geçici çözümler sunduğunu dile getirdi. “Her okula münhasır ödenek tahsis edilmeli, personel ihtiyacı doğrudan karşılanmalıdır” dedi.
DEPREM BÖLGESİ VE PROJE OKULLARI
Deprem bölgesindeki eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiğini vurgulayan Aşkar, proje okullarında öğretmen ve yönetici atamalarının da yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
“KANTİNLERDE BOYKOT ÜRÜNLERİ SATILMAMALI”
Okul kantinlerinde İsrail menşeili veya İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına destek veren markaların ürünlerinin satılmaması gerektiğini belirten Aşkar, “Bu konuda net bir duruş sergilenmeli” dedi.
“SORUNLAR ÇÖZÜLMEDEN EĞİTİMİN GELECEĞİ GÜVENDE OLAMAZ”
Açıklamasının sonunda Aşkar, yeni eğitim-öğretim yılının umut dolu gelişmelere sahne olmasını diledi ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulundu:
“Eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü, aynı zamanda eğitimin sorunlarının aşılması demektir. Bu nedenle gerekli adımlar bir an önce atılmalıdır.”
