MELİKE BİRGÖLGE
Merakla takip edilen sergi, sanatın dijital evrimini bir zaman çizgisi değil, bir düşünce evreni olarak kurgulandı.
Bu evrende FiProduct., üç özgün eseriyle -Hûş/dialog, Simulakra ve Tolu- izleyicileri sadece sanatın değil, bilincin sınırlarını da yeniden tanımlamaya davet ediyor.
Teknolojiyi bir araçtan çok, anlatı dili olarak ele alan FiProduct.’un odağında, kültürel mirasın veriyle, duygunun algoritmayla, insanın makineyle kurduğu o ince denge var. Bu bağlamda sergide yer alan her eser, ‘görmekten fazlasını’ esas alarak, izleyiciye hissetmeyi, sorgulamayı ve katılmayı öneriyor.
Makineler düşünebilir mi?
FiProduct.’un deneysel pratiğinin merkezinde yer alan Hûş/dialog, yapay zekânın felsefi kökenine poetik bir dokunuş getiriyor.
Alan Turing’in 1950’lerde sorduğu ‘Makineler düşünebilir mi?’ sorusunu bugünün teknolojisiyle yeniden sahneye taşıyor. İzleyici, dijital bir zeka ile kurulan ilk diyalogda hem tanık hem de muhatap konumunda. Bu eser, teknolojinin soğuk yüzünü insani bir meraka dönüştürürken, düşünmenin artık sadece biyolojik bir ayrıcalık olmadığını hatırlatıyor.

Gerçek olan ne kadar sürüyor?
Gerçekliğin taklitlerle çoğaldığı çağda Simulakra, sanat ve izleyici arasındaki çizgiyi inceltiyor.
Mimar Sinan’a ait 16. yüzyıl bir hamamda başlayan VR deneyimi, Hoca Ali Rıza’nın tablosuna adım atıldığında zamanı bir arayüze dönüştürüyor.
FiProduct. burada, izleyiciyi hem bir sanat eserinin parçası hem de sanatın yeniden üreticisi haline getiriyor. ‘Eser içinde eser’ geçişleri, dijital çağın temel sorusunu görselleştiriyor: Gerçek olan ne kadar sürüyor?

Dijital bir toprak belleği!
Tolu, elementlerin hafızasını dijital forma taşıyor. Anadolu medeniyetlerinin yüzyıllar boyu süren çömlek üretiminden ilham alan bu holografik yerleştirme, su ile toprağın etkileşiminden doğan yaşam döngüsünü çağdaş bir dile çeviriyor. Formlar birbirine karıştıkça, kültürlerin de birbirinden öğrenerek dönüşen doğası görünür oluyor. FiProduct. çalışmayla, doğayı, kültürü ve teknolojiyi tek bir akışta buluşturarak adeta dijital bir toprak belleği yaratıyor.

Görsel estetikle teknolojik zeka aynı potada!
FiProduct., ‘Eskizden Piksele’ sergisinde yer alarak, dijital sanatın geleceğini yalnızca teknolojik değil, kültürel bir mesele olarak konumlandırıyor. Marka; veriden duyguya, algoritmadan hikâyeye, görsel estetikle teknolojik zekayı aynı potada eriten bir yeni medya dili kuruyor.



