Kentin dış dünyaya açılan ilk kapısı olan, yolcu ve yük taşımacılığının kalbi konumundaki iskelenin, şimdilerde sadece "balkon" özelliğine sahip bir yapıya dönüştürülmesi, şehir hafızasında derin bir yara açtı.
"Vapur, kayık gibi deniz taşıtlarının kıyıya yanaşabilmesi için yapılmış, karadan denizin içine doğru uzanan, tahta ya da beton yer ya da kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan ve inip binmeyi sağlayan, eğreti küçük köprü" olarak tanımlanan iskele, Zonguldak için bu tanımdan çok daha fazlasını ifade ediyordu. Asırlar boyunca kentin ana ulaşım noktası, yolcu, yük, erzak, eşya ve balıkçılık faaliyetlerinin merkeziydi. Bu iskele, sadece yerel halkın değil, Irak, İran ve Afgan kralları gibi önemli konukların da törenle uğurlandığı tarihi bir noktaydı.
TURİZM HAREKETLİLİĞİ BAŞLADI AMA İSKELE İŞLEVİNİ YİTİRDİ
Sanayi ve balıkçı şehri kimliğinden turizm şehri kimliğine geçiş yapmaya çalışan Zonguldak'ta, bu yaz ilk gezi teknesi turlara başladı. Limandan hareketle Kapuz koyuna kadar kıyı şeridinde seyreden bu teknelerin sayısının artması ve halkın yoğun ilgi göstermesi bekleniyor. Ancak bu yeni turizm hareketliliği, kentin denizcilik hafızasında önemli bir yeri olan iskelenin mevcut durumuyla tezat oluşturuyor. Geçmişte EKİ kurumuna ait 36 deniz vasıtasının bulunduğu, onlarca balıkçı barınağına sığınak olan, kentin tüm sahil yerleşimlerine ve yaz aylarında plajlara yük ve yolcu taşıyan iskele, artık bu işlevini yitirmiş durumda.
"İSKELE ÖZELLİĞİNİ YOK ETTİK, YERİNE BALKON GETİRDİK!"
Kentin denizcilik için önemli bir hafızasına sahip olan iskelenin, yapılan düzenlemelerle "iskele özelliğini" kaybettiği ve yerine "sadece balkon özelliği olan bir yapının" getirildiği belirtiliyor. Hiçbir tekne ve deniz aracının artık bu haliyle yanaşamayacağı, taşıma hizmetlerinde kullanılamayacağı vurgulanıyor. Bu durum, iskelenin kent hafızasındaki bilinen özelliğini de silmiş durumda. Eski halinin arandığı ve bu yıkımın neden olduğu boşluğun hissedildiği dile getiriliyor.
On yıl önce kaleme alınan ironik bir yazıya da gönderme yapılan haberde, o yazıda yer alan hayallerin (Kordon boyunda gezi tekneleri, Filyos ve Ereğli koylarına turlar, Fransız turistlerin yoğun ilgisi, restore edilmiş tarihi binalar, şehir müzesi, nostalji tren seferleri, balık lokantalarıyla canlanan turizm) maalesef gerçeğe dönüşmediği, aksine kentin önemli bir simgesi olan iskelenin işlevini kaybettiği ironik bir şekilde ifade ediliyor. Bu durum, Zonguldak'ın denizle olan bağının zayıflamasına yol açarken, şehrin turizm potansiyelini tam anlamıyla değerlendirmesine engel teşkil ediyor.