Türkiye’nin geleneksel müzik kültüründe özel bir yere sahip olan Adem Göçer, özellikle davul ustalığıyla bilinen ve Abdal geleneğini yeni nesillere aktaran önemli isimlerden biridir. “Adem Göçer kimdir?” sorusu, hem UNESCO tarafından verilen unvanı hem de vefat haberinin ardından yeniden gündeme geldi. Sanatçının yaşam öyküsü, müzikle kurduğu bağ ve kültürel mirasa katkıları, onu Türkiye’nin en değerli halk müziği temsilcilerinden biri hâline getiriyor.
Adem Göçer’in Hayatı ve Sanatsal Yolculuğu
1958 yılında Kırşehir’in Kaman ilçesine bağlı Selimağa köyünde doğan Adem Göçer, müziğe çok küçük yaşta adım attı. Davul çalmayı ilk olarak soba borusu, teneke ve plastik bidonlar üzerinde deneyerek öğrenen Göçer, ilerleyen yıllarda hem çalma tekniği hem de davul yapımı konusunda büyük bir ustalığa ulaştı. Abdal kültürünün önemli temsilcilerinden biri olarak Türkiye’nin birçok şehrinde, kültürel etkinliklerde ve düğünlerde yer aldı.
Sanatçının kariyerindeki en önemli adımlardan biri, Kırşehir Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesindeki Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğunda görev alması oldu. 2005’ten itibaren bu toplulukla hem yurt içinde hem de Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika ve Tayland gibi birçok ülkede sahneye çıktı. Göçer’in uluslararası alanda tanınması, Abdal geleneğinin dünyaya tanıtılmasında büyük katkı sağladı.
2020 yılında UNESCO tarafından verilen “Yaşayan İnsan Hazinesi” unvanına layık görülen Adem Göçer, bu ödülle Türkiye’nin somut olmayan kültürel mirasının en önemli taşıyıcılarından biri olarak kabul edildi. Ne yazık ki sanatçı, kolon kanseri tedavisi gördüğü süreçte 8 Kasım 2025’te Kırşehir’de hayatını kaybetti. Geride ise yetiştirdiği ustalar, aktardığı kültür ve Türkiye’nin müzik hafızasında silinmeyecek bir iz bıraktı.



