Zonguldaklıların yüreğinde hâlâ kapanmayan bir yara vardır: Bartın ve Karabük’ün bizden koparılıp il yapılması…

Bugün hâlâ o günleri hatırladıkça insanın içi yanıyor, öfke kabarıyor. Çünkü o karar, sadece idari bir düzenleme değildi; bir şehrin belleğini, tarihini, emeğini hiçe sayan bir ihanetti.

Yakın zamanda, o acı günlerin canlı tanığı olan Kemal Anadol’dan bir kez daha dinledim bu hikâyeyi. Onu dinlerken tüylerim diken diken oldu.

KEMAL ANADOL: ZONGULDAK’TAN YÜKSELEN BİR AYDIN, BİR DİRENİŞÇİ

Kemal Anadol, 25 Kasım 1941’de doğmuş, Çocukluğu Karadeniz Ereğli’de, gençliği Ankara’da geçmiş. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Türk siyasetçi, avukat ve yazardır.TBMM 15 ve 16. dönem CHP Zonguldak milletvekilliği, 18, 22 ve 23. dönem CHP İzmir milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
Ama onu sadece bir hukukçu, bir siyasetçi ya da bir yazar olarak tanımlamak eksik kalır. O, aynı zamanda bir direnişin, bir halkın onur mücadelesinin sembol isimlerinden biri.
1970’li yıllarda Karadeniz Ereğli’de “Ereğli Memleket” gazetesini çıkararak hem halkın sesi olmuş hem de dönemin baskıcı yönetimlerine karşı dik durmuş bir gazeteci. 12 Mart muhtırasında cuntayı eleştirdiği için cezaevine girmiş, “Ayşe” fırını olayı bahanesiyle İstanbul Harbiye zindanlarında günler geçirmiş ama yılmamış.
Daha sonra CHP’den Zonguldak milletvekili seçilerek Meclis’e girmiş. İşçinin, emekçinin, kömürcünün hakkını savunmuş. 12 Eylül döneminde yine hedef olmuş; bu kez Barış Derneği yöneticisi olarak Maltepe Askeri Cezaevi’ne kapatılmış. Ama mücadeleyi hiç bırakmamış.
Bugün 86 yaşında olan Kemal Anadol, “Zonguldak, Cumhuriyet’in emeğidir,” dedi ve ekledi “Biz o emeği koruyamadık.”

ZONGULDAK’IN EVLATLARI BARTIN VE KARABÜK NASIL KOPARILDI?

Kemal Anadol’un anlattıklarına göre 1991 yılında Bartın, 1995 yılında ise Karabük, Zonguldak’tan koparılarak il yapıldı.
Kâğıt üzerinde basit bir idari karar gibi görünse de, Zonguldak’ın tarihine, ekonomisine, kültürüne büyük bir darbe vurdu bu karar.

Bartın, 28 Ağustos 1991 tarihli 3760 sayılı yasayla il oldu.
Karabük ise 6 Haziran 1995’te çıkarılan 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye’nin 78. ili yapıldı.

Ama asıl mesele bu kararların arkasındaki niyetti. O dönemdeki bazı siyasetçiler, seçim hesaplarıyla, “birkaç oy fazla alırız” düşüncesiyle, Zonguldak’ı parçalayarak kendi siyasetlerini güçlendirmeye çalıştılar.
İşte Kemal Anadol, bu noktada çok sert konuştu.

“O günlerde bazıları sırf oy uğruna Zonguldak’a ihanet etti. Halkı bölüp parçalamak uğruna, yılların emeğini, alın terini, kardeşliğini sattılar.”

“HAİN SİYASETÇİLERİN” YARATTIĞI ACI HÂLÂ DİNMEDİ

Kemal Anadol’un sözleri salonda yankılanırken, Zonguldaklıların gözleri doldu. O an salonda bulunan herkes, sanki geçmişin yarası yeniden açılmış gibi hissetti.
Kimi başını öne eğdi, kimi yumruğunu sıktı. Çünkü bu hikâyenin içinde herkesin bir anısı vardı.

Bartın da, Karabük de, Zonguldak’ın çocuklarıydı.
Aynı kömür ocağında çalışmış, aynı çarşıda alışveriş etmiş, aynı derede yüzmüş insanlardı bunlar. Ama birileri, bir masa başında, birkaç kalem darbesiyle onları birbirinden kopardı.

Bugün hâlâ bazıları bu meseleyi “ne var canım, il olmuş da ne olmuş” diye küçümseyebiliyor.
Ama Zonguldaklılar için bu, sadece idari bir değişiklik değil; bir vefasızlığın, bir siyasi hesap uğruna yapılan ihanettir.

ZONGULDAK’IN CUMHURİYETE VE EKONOMİYE KATKISI UNUTULAMAZ

Kemal Anadol, geçtiğimiz günlerde Zonguldak Belediyesi tarafından düzenlenen “102. Yılında Türkiye Cumhuriyeti: Dünü, Bugünü, Yarını” başlıklı panelde konuştu.
Panelin yöneticisi olarak hem geçmişi hem bugünü anlattı; Zonguldak’ın Cumhuriyet’e olan katkılarını bir bir sıraladı.

Zonguldak’ın, Cumhuriyet’in sanayileşme hamlesinin kalbi olduğunu vurguladı.
“Eğer bugün Türkiye sanayi devrimini başarmışsa, bunda Zonguldak’ın kömürünün, demirinin, alın terinin payı büyüktür” dedi.

O salonda dinleyen herkes, geçmişin o gurur dolu yıllarını bir kez daha hatırladı. Ama o gururun altına gölge düşüren o bölünme kararı, hâlâ herkesin içinde bir sızı olarak kaldı.

HALK HÂLÂ KIRGIN, HÂLÂ ÖFKELİ

Zonguldaklıların bir kısmı o dönemi bizzat yaşamış gazeteciler, işçiler, siyasetçilerdi.
Bugün hâlâ bazıları bu konuyu geçiştirmeye, “olan olmuş” demeye çalışıyor.
Ama halk bunu unutmuyor.

“Bartın ve Karabük il olmuş da ne olmuş?” diyenlere içimizdeki öfke büyüyor.
Çünkü Zonguldak’ın sırtından yükselen bu şehirler, aslında bir bütünün parçalarıydı.

O dönemde bu ihanete sessiz kalan, hâlâ aramızda dolaşan siyasetçiler var.
Ve halk onlara tek bir cümleyle sesleniyor:
“Hakkımızı helal etmiyoruz, yazıklar olsun!”

ZONGULDAK HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAK

Tarih unutur sananlar yanılıyor.
Zonguldak, Bartın ve Karabük’ün nasıl koparıldığını, kimlerin hangi hesaplarla bu kararı verdiğini asla unutmayacak.
Çünkü bu şehir, sadece taş ve kömürden ibaret değil; emeğin, dayanışmanın, vefanın simgesidir.

Bugün Kemal Anadol gibi yaşayan tanıklar sayesinde, o dönemin gerçekleri bir kez daha gün yüzüne çıkıyor.
Ve Zonguldaklıların hafızasında şu söz yankılanıyor:

“Bizim ekmeğimizi bölenleri affetmeyeceğiz. Çünkü bu şehir, emeğin alın teriyle kuruldu; ihanete değil, vefaya değer verir.”