Gecede CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili canlı telefon bağlantısı ile etkinliğe katıldı.

Konsey Başkanı Pınar Türenç, gece boyunca haber yasaklarına vurgu yaparak, "Habere yasaklar getirildikçe, dezenformasyon ve algı yönetimi dolu dizgin ülkeyi sarmışken, ne demokrasiden, ne de insan haklarından söz etmemiz hayal satıcılığı olur" dedi. Ayrıca, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın canlı telefon bağlantısıyla gecenin önemli anlarından biri yaşandı.

Chp Basın Gecesi

Gecede konuşan Özgür Özel, Basın Konseyi'nin varlığının, basın özgürlüğü mücadelesine güç kattığını ifade ederek, gazetecilik mesleğinin önemine vurgu yaptı.

Geceye damgasını vuran anlardan biri, Basın Konseyi Yüksek Kurulu'nda okur temsilcisi olarak görev yapan Prof. Yılmaz Büyükerşen'e verilen 'Onur Plaketi' oldu. Büyükerşen'in basın özgürlüğüne yaptığı katkılar nedeniyle ödüllendirilmesi, geceye ayrı bir anlam kattı.

Geceye, Basın Konseyi Yüksek Kurul üyeleri, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri ve akademisyenlerin yoğun katılımı, birlikte önemli konuların tartışılmasına olanak tanıdı.

Gala yemeği, haber özgürlüğü, demokrasi ve insan haklarına dair yapılan konuşmalar ve vurgularla sona erdi. Basın Konseyi, 37 yıldır sürdürdüğü onurlu mücadelesini daha da güçlendirme kararlılığıyla geleceğe yürüyor.

37. Basın Gecesi

Davette bir konuşma yapan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, şöyle dedi:

“Basın Konseyi’nin 40 yıldır devam eden onurlu yolunun önemli bir yıldönümünü hep birlikte kutluyoruz.
Yüksek kurul üyelerimiz adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk medyasının daha saygın, daha özgür ve medya etiğinin tavizsiz yerleşebilmesi için 40 yıldır devam eden çabaların çok önemli olduğunun bilincindeyiz.
Özgürlükçü demokratik sistemlerin temel taşı olan ‘halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı’nı savunmak, sorumlu gazetecilerin görevidir. 
Bu bilinçle, basından beklenen çizgiyi sürdürmenin yolu, ancak meslek ilkelerini uygulamaktan ve kaleme sahip çıkmaktan geçer. 

Ustalar bize böyle öğrettiler. Sedat Simavi’nin dediği gibi, ''Gerekirse kalemini kır, ama sakın satma.''
Anayasamız olan bu ilkeler karşısında, bugün yaşanan koşullarda gazetecilik yapmak artık çok zor.
Basının büyük kısmının siyasi yönetim çizgisinde yayın yaptığına tanıklık ediyoruz.
Geriye kalan yüzde 5 oranındaki medyanın sansür, otosansür, baskı ve yıldırma politikaları karşısındaki onurlu 

Emekli madencinin resimleri Zonguldak Maden Müzesi’nde! Emekli madencinin resimleri Zonguldak Maden Müzesi’nde!

Direnişlerini buradan bir daha alkışlamak isterim.  
Gazetecilerin özgür basın için, şeffaflık ve denetleme göreviyle, ödünsüz şekilde yazıp söyledikleri terörle bağdaştırılarak gece yarısı gözaltına alındıklarını, tutuklandıklarını   biliyoruz. 
Darboğazdan geçtiğimizin farkındayız. 
Ama yılmayacağız. Direneceğiz. Zor, yorucu ve dikenli yolda ilerlemek, her gazetecinin görevi olduğu için, her şeye rağmen direnenlerin çabalarının çok değerli ve tarihe mal olduğunu da söylemek isteriz. 
Gazetecilik, korkarak yapılmaz. 

Biliyoruz ki, cesurca, yılmadan, etik değerlere sahip çıkarak mesleği yapmak her herkesin de harcı değil.   
Kamusal bir görev olan gazeteciliği özel amaç ve çıkarlarına alet etmeden yapan   tüm meslektaşlarımızı sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz.

Susmayacağız derken, gazetecilerin de arkalarında güç olduğunu hissetmeleri önemlidir. 
''Devam et, sonuna kadar gerçekleri yaz'' diyenlerin olması ne kadar kıymetli.
Hep diyoruz, hakikate, gerçeğe ulaşabilmek yaşamsal önem taşır.

Birinci dünya savaşıyla ilgili İngiltere Başbakanı Lloyd George'un gazeteye verdiği mülakatta dediği gibi, ''Eğer halk gerçekten hakikati bilseydi, savaş hemen durdurulabilirdi. Ama bilmiyorlardı.''
Kuşkusuz, hakikati öğrenmek kadar yaymak ve gerçeği kabul etmek de çok önemli.
En son dün, hakikat bilinse, halka gerçek ulaşabilse ve tüm çıkar ve baskılara rağmen kabul edilseydi, yapılan suç duyurusuna Takipsizlik kararı verilmeseydi dün Erzincan, İliç’te siyanürlü maden faciası yaşanır mıydı?
Maden işçileri ölür müydü?
Fırat Nehri ve o güzelim doğa için tehlike çanları çalar mıydı?
Gelecek kuşaklara bu ihanet yapılabilir miydi?
Habere yasaklar getirildikçe, dezenformasyon ve algı yönetimi dolu dizgin ülkeyi sarmışken ne demokrasiden ne de insan haklarından söz etmemiz hayal satıcılığı olur. 
Onun için diyoruz ki, gelin hakikatin peşinde koşarak gazetecilik yapanların yolunu 
kesmeyelim.

Cumhuriyetin 100.yılında ülkemiz için, gelecek kuşaklar için, hakikati arayanları destekleyelim, bu değerlerde buluşarak, 40 yıla yakın süredir kuyumcu titizliği içinde çalışan Basın Konseyi'ne katkı veren, özgür iradesiyle iletişim özgürlüğü için verdiği sözle halka güç veren hepinizin yeni yaşını kutluyorum.
Yolumuz açık olsun. Aydınlık olsun.”

"BU İŞİN. BU KATLİAMIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ"

Geceye canlı telefon bağlantısı ile katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Basın Konseyi'nin 37. yılını kutladıktan sonra Erzican'ın İliç ilçesi'nde yaşanan felaket hakkında gelişmeleri paylaştı. Deniz Yavuzyılmaz, ülke genelinde büyük bir Çevre talanı yaşandığına dikkat çekerek " Katliamın olduğu andan itibaren olayı takip ediyoruz. Genel Başkanımızın talimatı ile heyet olarak buradayız. Bu çevre felaketinin yaşanabileceğini, iktidarı defalarca uyararak  önlem alınmasını,talanın durdurulmasını istedik. Burada büyük bir çevre felaketi yaşanıyor. Kayıplarımızın aranması sürüyor. Bu işin,bu katliamın peşini bırakmayacağız" dedi.

DENİZ YAVUZYILMAZ'A ALKIŞLARLA DESTEK

İstanbul, 14 Şubat - Türkiye Basın Konseyi'nin 37. yıl dönümü kutlama gecesinde CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın açıklamaları, katılımcılardan büyük alkış aldı. Yavuzyılmaz'ın, Erzincan'ın İliç ilçesi'nde yaşanan çevre felaketi hakkındaki güncel gelişmeleri paylaştığı canlı telefon bağlantısı, geceye damgasını vurdu.

Geceye ayrıca Başkent Üniversitesi Kurucu Başkanı Prof. Mehmet Haberal, Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, birer kutlama mesajı gönderdi. Mesajlarda, Basın Konseyi'nin önemi ve basın özgürlüğü mücadelesine verdikleri destek vurgulandı.

Gecenin sonunda, Basın Konseyi'nin geleneksel yaş günü pastası kesilerek, katılımcılar arasında samimi bir atmosferde etkinlik sona erdi.