Bir yıl düşlüyorum; takvimden değil, vicdandan doğan bir yıl...

Zenginle yoksulun yan yana yürürken aynı gökyüzüne baktığı,sınıfların, etiketlerin ve duvarların anlamını yitirdiği bir dünya.
Kimsenin kimseyi küçültmediği, herkesin insan olmanın ortak paydasında buluştuğu bir zaman.
Sevdaların kavuştuğu bir yıl olsun.
Uzaklıkların, suskunlukların ve yarım kalmış cümlelerin sona erdiği…
Özlemin bir sızı değil,kavuşmaya çıkan bir yol olduğu günler yaşansın.
Sevgi,savunma yapmadan konuşabilsin; dilimizde sertlik değil şefkat dolaşsın.
İnsanlar birbirine sesini yükselterek değil,kalbini açarak ulaşsın.
Yaşamak,sadece ayakta kalmak sayılmasın.
Yaşamak,sevmek gibi içten olsun.
Sabahlar,korkuyla değil umutla açılsın.
Bir şikâyet varsa, hayata değil;hayata doyamadan çekip gidenlere dair olsun.
Ölüm bile edep bilsin;gençlerin yolunu kesmesin, düşlerini yarıda bırakmasın.
Bir yıl olsun ki savaş kelimesi sözlüklerde kalsın.
Barış,sınır kapılarında değil, evlerin içinde başlasın.
İftira,yalan ve gıybet; insanın insana açtığı en karanlık yaralar ve onursuzluk olarak tarihe karışsın.
Dost,dostu arkadan değil;zor zamanda omzundan tutsun.
Bu memlekette yük taşıyanlar görünür olsun.
Davaya adanan hayatlar yalnız bırakılmasın.
Vatan sevgisi, nutuklarda değil; adalette,emekte ve ahlâkta kendini göstersin.
Gerçek vatanseverler hatırlansın, sahiplenilsin, korunup kollansın.
İnsan ruhu,sevgiyle konuşulan yerde yumuşar.
Değer gördüğü yerde iyileşir.
Toplum da böyledir.
Sınıfların olmadığı, yoksulluğun kader sayılmadığı, kimsenin kimseye yukarıdan bakmadığı bir dünyada umut kalıcı olur.
Dileğim şudur:
Bu yıl,insanların birbirine yük değil, yoldaş olduğu bir yıl olsun.
Sevdaların kavuştuğu, özlemlerin dindiği, sevgi dilinin hüküm sürdüğü bir zaman olsun.
Bir yıl değil; insanlığın kendine yeniden verdiği bir söz olsun.

Murat İLERİ