17 Ekim 2005’te aydınlık bir Türkiye umuduyla filizlenen Eğitim-İş’in, bugün eğitim emekçilerinin güçlü sesi ve Cumhuriyet’in savunucusu olarak yoluna devam ettiğini vurgulayan Çataklı, “Bu çınarın kökleri yalnızca 20 yıl önceki kuruluşumuza değil, yüzyılı aşan sendikal mücadeleye dayanıyor” dedi.
-Geçmişten geleceğe miras
Çataklı, sendikanın mücadele tarihine dikkat çekerek, Encümen-i Muallim’den TÖS’e, TÖB-DER’den 12 Eylül faşizminin ardından kurulan ilk sendika olan Eğitim-İş’e uzanan yolun, bugünkü duruşlarını şekillendirdiğini belirtti. “İlkelerimizden taviz vermeden, Cumhuriyet’in eğitim emekçilerine emanet ettiği aydınlanma meşalesini taşıyoruz” dedi.
-Laik ve bilimsel eğitim için kararlılık
Eğitim-İş’in sadece emek mücadelesi yürütmediğini, aynı zamanda laik, bilimsel, çağdaş, kamusal, parasız ve karma eğitimin savunucusu olduğunu belirten Çataklı, “Çünkü özgür bireylerin, aydın yurttaşların yetiştiği bir ülke ancak bu yolla inşa edilebilir” ifadelerini kullandı.
-Güncel eğitim sorunlarına tepki
Çataklı, güncel eğitim Politikalarına da tepki gösterdi: “Zorunlu eğitim süresinin tartışmaya açılması, çocuklarımızın MESEM’ler aracılığıyla ucuz iş gücü haline getirilmesi ve eğitimin tarikat ile cemaatlerin arka bahçesi yapılmak istenmesi, laik ve bilimsel eğitim ısrarımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösteriyor.”
-Eğitim emekçilerine teşekkür
Sendikanın 150 bin üyesiyle Cumhuriyet’in ve emeğin yılmaz savunucusu olmaya devam ettiğini ifade eden Çataklı, “Kuruluşumuzdan bugüne emeği geçen herkese, gücümüze güç katan değerli üyelerimize teşekkür ediyoruz. Hep birlikte büyüttüğümüz örgütümüz, daha büyük zaferlerle taçlanacaktır” dedi.
-Tam bağımsızlık vurgusu
“Tam bağımsız sendikacılık, tam bağımsız Türkiye” ilkesiyle hareket eden Eğitim-İş’in, üyelerinden aldığı güçle yoluna devam ettiğini belirten Çataklı, mesajını şöyle tamamladı:
“Eğitim-İş’in mücadelesi, Cumhuriyet ve emek mücadelesidir. Yaşasın Eğitim-İş! Yaşasın Cumhuriyet! İlelebet Cumhuriyet!”