Zonguldak’ta tarihi adım. Yıllardır emeğin başkenti olarak anılan Zonguldak belki de yeni bir unvana kavuşacak. 3 Eylül’de şehrimizde ilk kez gerçekleşecek olan ‘Zonguldak Kömür Jeoparkı Yol Bisikleti Yarışı’ organizasyon direktörü Alperen Kandemir ile bu yarışın şehrimiz için neler ifade ettiğini konuştuk.

resim 1 alperen kandemir (1)

Alperen Kandemir 

Kendisi de Zonguldaklı olan ve üniversite yıllarına değin şehrimizde yaşayan Kandemir’i belki de birçoğumuz bisiklet kullanırken görmüşüzdür ya da Zonguldak’ta ilk fotoğraf stüdyosunu kuran hepimizin ‘Foto Turan’ olarak tanıdığı Cevdet Turan’ın torunu desek belki de tanırsınız.  Alperen Kandemir de dedesi gibi hayallerini kendi şehrine taşımayı şiar edinmiş genç bir hemşehrimiz.

İşte Kandemir ile gerçekleştirdiğimiz o söyleşi:

Zonguldak’ta böyle bir yarış organize etmek nereden aklınıza geldi?  

Kısaca bahsetmek gerekirse bisiklet sporu ilgilenmem 9 yaşında başladı.  2011 yılında Akçakoca’da gerçekleşen Tour of Marmara’nın yarış direktörü Abdurrahman Açıkalın’ın bu ilgilimi fark edip yarış startını benim vermemi istemesiyle benim açımdan bu ilgi başka bir boyuta ulaştı. O yılın ardından Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu dahil birçok bisiklet yarışı organizasyonu içerisinde bazen yarışçı, bazen davetli bazen de görevli olarak yer aldım.

Bu sporun insanın hayatına, bisiklet kullanımın yaygın olduğu toplumlardaki güzelleşmeye katkılarını görmem bisiklet sporunun yaygınlaşmasını sağlamak gibi bir hayat gayesi edinmemi sağladı. Öte yandan dünyada en çok takip edilen spor organizasyonunun ülkemizde bu kadar kısır kalması çok zoruma gidiyordu. Bakınız özellikle Fransa Bisiklet Turu 3,5 milyar izleyiciyle Olimpiyatlar ve Dünya Kupasını geride bırakarak ilk sırada yer alıyor. Keza Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu da 2022 yılında 3 milyara yakın izleyiciye ulaştı. Bu çok güzel bir gelişme fakat biz bu sporu yerelleştirebildiğimiz ölçüde gerçekten başarılı olabiliriz. Bisiklet sporunda birçok ülkeden geride kaldığımız noktada tam olarak bu, yerelleşemiyoruz.

manşet resmi (1)

Geçtiğimiz yıl Zonguldak’a geldiğimde Kömür Jeoparkı’nın ‘Bu yol hayallerine çıkar’ sloganı ise beni bu organizasyona başlamam için harekete geçiren şey oldu. Hem bisiklet sporunun yerelleşmesi için bir şey yapabilecek hem de şehrimin hakkettiği turistik değere ulaşmasına, sosyo-ekonomik manada bir katkıda bulunabileceğim bir fırsat gördüm. Kabaca bu yarışın perde arkasında böyle bir hikâye var.

YURT DIŞINDAN BİRÇOK TAKIM GELECEK

Bu yarış ile tam olarak neleri hedefliyorsunuz?

Yukarıda da kısaca değindiğim gibi bisiklet sporunu yerelleştirdiğimiz ölçüde dünya çapında başarılar elde edebiliriz. Yerelleşmede belli bir süreklilik – devamlılık ister. Öte yandan şehrimizin hem coğrafi hem de alt yapı koşulları bunun için çok uygun denizi ve ormanlarıyla Zonguldak bisiklet sporunun en güzel yapılabileceği, en iyi örneklerinin ortaya konulabileceği bir kent. En başta bunu başarmak istiyoruz.

Öte yandan ne yazık ki şehrimiz özellikle yabancı turist açısından hakkettiği değerin çok altında ilgi görüyor. Örneğin geçtiğimiz yıl sadece 13 bin yabancı turist şehrimizi ziyarete geldi. Bu ilk yarış bizim için bir deneme olacak fakat buna rağmen şimdiden yurtdışından birçok takım ile temas halindeyiz. Görüştüğümüz birçok takım 3 Eylül’deki yarışımızın davetine olumlu dönüş yaptılar.  Bu noktada yarışın Jeopark ile özdeşleşmesi ise ayrı bir önem arz ediyor. Bir bakıma spor turizmi ile ekoturizmi bir araya getiriyoruz diyebiliriz

Yeri gelmişken Jeopark müdürü sayın Gülsüm Yılmaz başta olmak üzere tüm Jeopark çalışanlarına sürecin en başından itibaren gösterdikleri özveri ve gayretleri için teşekkür ederim.

“DEPREMZE KARDEŞLERİMİZİN HAYALLERİNE DE YOL AÇMAK İSTİYORUZ”

Bizi en çok heyecanlandıran diğer bir meselemiz ise depremzede kardeşlerimizin hayallerini tekrardan mümkün kılacak dokunuşlar yapmak olacak.  Bildiğiniz gibi çok yakın zamanda ülkemiz yüzyılın felaketi denilen büyük bir deprem yaşadı. O can pazarı sırasında Zonguldaklı madencilerin katkıları ve fedakarlıkları yadsınamaz. Bizler şimdi bayrağı onlardan devralıyoruz. Bu amaçla yarışa katılan sporcu sayısı kadar depremzede kardeşlerimize bisiklet edeceğiz. Böylece ben de olduğunu gibi depremzede kardeşlerimizin de hayallerine ‘yol açmak’, bir katkı sunmak istiyoruz.

Bu hedefleriniz takdire şayan fakat bildiğimiz kadarıyla sizin bu çapta ilk işiniz. Bu hedefleri gerçekleştirebilecek misiniz?

Bu kaygıyı taşımak da hakkınız var. Ki bu yarışın hayalini kurduğumda bu soruyu ben de kendime çok sordum. Sizden önce kendimi buna ikna etmeliydim.

Sorunun direkt muhatabı ben olduğum kendimden başlamam gerekirse dediğim gibi 2011 yılından itibaren bisiklet yarışı organizasyonlarının hemen her kademesinde görev aldım. Tecrübe edinmek için 12 yıl iyi bir süre olsa gerek. Öte yandan her kolektif çalışma gibi bu yarışta bir ekip işi. Biz bu noktada alanın en iyi isimleri ile çalışıyoruz. Örneğin parkur direktörümüz Mecit Tatlıcılar, yarış direktörümüz ise Tufan Sağanak olacak. Tufan ve Mecit ağabeyler binlerce kişinin katıldığı İstanbul Gran Fondo’su gibi birçok yarışı yöneten isimler.

Diğer bir nokta ise biz sıradan bir bisiklet yarışı yapmıyoruz. Ülkemizde bugüne kadar gerçekleşen amatör yol bisikleti yarışları arasında en çok konuşulan, tabi iyi anlamda yarış organizasyonunu gerçekleştirme iddiamız var.  Peki bunu nasıl yapacağımıza gelirsek şöyle birkaç örnek verebilirim. Bu tarz organizasyonların sürekliliğini sağlamak sporcuları mutlu etmekten geçer. Bu kapsamda Türkiye’de ilk kez amatör sporcuların yol ve konaklamasını karşılayacağız. Bu jestimizin çok daha fazla sayıda sporcuyu kentimize getireceğini düşünüyoruz. Yine bisiklet sporunun önde gelen isimlerinden olan Türkiye’nin ilk Avrupa Şampiyonu Ahmet Örken, Milli Takım eski Antrenörü Mehmet Şafakçı, ‘Dağ Kaplanı’ olarak anılan Nazım Bakırcı gibi birçok önemli sporcumuzun katılımı ile Jeopark ve yarış ile bütünleşmiş bir belgesel çekeceğiz.  Yarışa dair son bir tüyo verecek olursam yarış startını Mozart’ın ünlü Türk Marşı bestesi ile vereceğiz. Yine dünyada ilk olan bu tarzımız ile sadece yerelde değil ulusal ve uluslararası birçok spor ve sanat organında yarışın ve Zonguldak’ın ismini duyuracağız. Sanırım yarışa dair şimdilik bu kadar bilgi yeterli olacaktır.

Sözlerimi noktalarken sayın valimiz Mustafa Tutulmaz’a bize ve şehrimize olan inancı için ayrıca teşekkür etmek isterim. İnsanları birbirine benzetmeyi pek sevmem fakat vaktinde Erzincan’a rafting sporunu getiren bir valimiz vardı. ‘Süper Vali’ olarak anılan rahmetli Recep Yazıcıoğlu, sayın Tutunmaz bize olan bu inancı ve desteği ile gönlümüzde bu şekilde yer etti.

Zonguldak Roman Kültürünü Yaşatma Derneği'nden Rektör Özölçer'e ziyaret... Zonguldak Roman Kültürünü Yaşatma Derneği'nden Rektör Özölçer'e ziyaret...

 

Editör: Osman Sav