Yangında yeğenini ve torunlarını kaybeden bir teyzenin sanıklara yönelik "Katiller! Bilerek çocuklarımızı yaktılar" feryadı yürekleri dağlarken, Psikiyatrist Doç. Dr. Zeynep Kotan, olayın göz göre göre yaşanan bir "katliam" olduğunu vurguladı.
ACILAR TAZE: "SANIKLAR NASIL KONUŞACAKLAR?"
21 Ocak 2025 tarihinde Grand Kartal Otel'de çıkan ve 78 kişinin hayatına mal olan, 133 kişiyi de yaralayan yangının ardından açılan davanın ilk duruşması, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda kurulan geçici mahkeme salonunda başladı. Yoğun katılım ve güvenlik önlemleri altında gerçekleşen duruşma öncesi, mağdur ailelerin acısı ve öfkesi derindi. Yangında oğlu Yılmaz ile torunları Nehir (15) ve Doruk Sarıtaş'ı (12) kaybeden bir teyze, sanıkları hedef alarak "Katiller. Ah elimden bir şey gelse, yapacak bir şey yok. Katiller. Bilerek çocuklarımızı yaktılar, haber vermediler, para için yaptılar. İnşallah onların başına da gelir" sözleriyle isyanını dile getirdi. Sarıtaş'ın annesinin feryatları ise salonda bulunan herkesi derinden etkiledi.
Alp Mercan'ın ablası Nihan Ece Hasarpa da duruşmaya müşteki olarak değil, avukat olarak katıldığını belirterek, "Kardeşimi savunacağım. Sanıklar bu kadar insanın gözüne bakarak nasıl konuşacaklar? İçlerinde birazcık insaniyet varsa bugün onların çekinmesi gereken bir gün" diye konuştu. Bir başka mağdur yakını ise "Tekrar tecelli etmesin böyle bir şey, adalet istiyoruz. İnsanların uyanmasını istiyoruz" diyerek beklentilerini dile getirdi.
DOÇ. DR. KOTAN'DAN SERT SUÇLAMALAR: "BU BİR KATLİAMDI!"
Yangında 18 yaşındaki oğlu Ömür'ü kaybeden Psikiyatrist Doç. Dr. Zeynep Kotan, duruşma öncesi aileler adına yaptığı açıklamada, olayın basit bir yangın olmadığını, göz göre göre yaşanan bir "katliam" olduğunu öne sürdü. Kotan, otel sahipleri ve yöneticilerini ağır sözlerle eleştirdi:
"Otelin sahipleri ve yöneticileri bu binayı avuçlarının içi gibi tanıyordu. Yangın riskini, güvenlik açıklarını, eksik yangın tüplerini, olmayan yangın merdivenlerini, yıllardır bakımı yapılmayan sistemleri biliyorlardı. Bir yangın çıkarsa burada insanlar öleceğini biliyorlardı. Yine de hiçbir önlem almadılar. Ne yazık ki yangın sırasında bile Grand Kartal otelin sahipleri, yöneticileri ve çalışanları hiçbir şey yapmadı. Ne bir uyarı verdiler, ne bir alarm sistemi devreye girdi. Misafirler tek bir kelimeyle, tek bir bile uyandırılmadı."
Kotan, otel yetkililerinin kendi araçlarını kurtarmaya gittiğini iddia ederek, "Onlar arabalarını kurtarmaya giderken, bizim canlarımız içeride dumandan boğuluyordu. Bizim sevdiklerimiz ölümden ölüm beğenirken otel sahipleri çoktan karşı otele geçmiş, meyvelerini yiyorlardı. Bu nasıl bir umursamazlık? Nasıl bir merhametsizlik? Nasıl bir vicdansızlıktır?" sözleriyle tepkisini dile getirdi ve her şeyi takip ettiklerini vurguladı.
"78 CAN YİTİRDİK, 36'SI ÇOCUKTU"
Doç. Dr. Zeynep Kotan, açıklamasının devamında facianın boyutlarını rakamlarla gözler önüne serdi: "O gece 78 can yitirdik, 36'sı çocuktu. Ölenlerin yaş ortalaması yalnızca 27,5'tu. Hayatlarının daha başındaydılar. Onlar yeni bir yüzyıla umut atmış bir kuşağın temsilcileriydi. Biz çocuklarımızı, kardeşlerimizi, torunlarımızı geleceğe hazırlıyorduk, mezara değil. Onların öldüğü yer bir savaş alanı değildi, bir tatil oteliydi. Sabah kayak yapacaklardı ama sabaha ulaşamadılar çünkü o binada bulunanlar ve o binaya göz yumanlar kendi keyifleri ve maddi çıkarları uğruna bu ülkenin gençlerini, çocuklarını bile bile ölüme terk ettiler."
Kotan, son olarak tüm kamuoyuna seslenerek, "Biz buradayız. Yasımızı bir kenara koyduk. Canlarımız için dimdik ayaktayız. Susmayın. Kim susarsa, kim geri durursa bu katliama ortak olur. Bu dava sadece bir adalet arayışı değil, bir insanlık sınavıdır. Kartalkaya'da sadece canlar değil, güven duygusu da yanıp kül oldu ama biz bu türden adaletin ateşini yakacağız, evlatlarımız için, insanlık için, bu ülkenin onuru için" ifadeleriyle adalet taleplerini yineledi.