Günümüz sosyal yaşamında gerçekleşen olaylara bakarak geçmişi değerlendirmek tartışılan bir konudur. Ancak geçmişte olan hadiselerin bugünü etkilediği de bir gerçektir. Süleyman Demirel, rahmetlik,...

Günümüz sosyal yaşamında gerçekleşen olaylara bakarak geçmişi değerlendirmek tartışılan bir konudur. Ancak geçmişte olan hadiselerin bugünü etkilediği de bir gerçektir. Süleyman Demirel, rahmetlik, 1991 seçimlerine hazırlık yapmaktadır. Bir ev, bir araba verecek vaadi ve “şeffaflık” söylemleriyle çalışmalarını şekillendirmiştir. “Nereden kaynak bulacaksın?” sorularına cevap yoktur. Şeffaflıktan ne anlatılmak istenmektedir pek anlaşılamamıştır. Ne var ki bu söylemleri ona seçimde ipi göğüslemesine yetecektir: Tek başına değil ama Erdal İnönü, rahmetlik, ile koalisyon hükümeti kuracaktır. Vaatleri yerine getiremez-zaten bellidir- ama usta demagog Demirel “Tek başına hökümet olsaydık, olurdu, ama koalisyonla bu kadar” der, karşıya geçer. Vaatler tutmaz ama özelleştirme en kapsamlı şekilde yapılmaya başlar: ORÜS. Seçimden önce Sinop’un Ayancık ilçesine ekip olarak ziyaret etmişlerdir. CHP tandanslı bir vatandaşımız Demirel’e karşı tezahüratta bulunur. Aslında çok toleranslı bilinen Demirel, çok kızar; “Burayı köy yapacağım” deyiverir… ne demek istemiştir? Seçimden sonra biraz biraz anlaşılır. Ayancık Orman İşletmesi Fabrikası, sadece ilçeye değil, çevresine de kaynak oluşturmaktadır. O günlerde kasaba nüfusu 16 binlerdedir. İşçilerin kıdem tazminatları verilir. Genç yaşta emekli olmak işçiye tatlı gelir. Çocukları küçük yaşta olanlar, okul vs sebeplerle İstanbul ve civar kentlere göç ederler. Kasaba nüfusu azalır azalır. Yıllar geçer, nüfus on bini tutturabilse sevinilir hale gelinir. Onun deyimiyle “Ne tekim Demirel, sözünü şaşırtıcı bir şekilde tutmuştur”. Parlak geçmişi ile karşılaştırıldığında koca bir tarihi barındıran kasaba köye dönmüş sayılabilir. “Özelleştirme kulağa hoş gelir, sonu boş gelir” olmuştur. Şeffaflık, demokrasi söylemleri de zaman gelir, “O kadar da olmaz” sınırına takılır… Bu satırların yazarı genel olarak muhafazakâr bakış açısına bağlıdır. Bu günlerde sosyal medyada gerek demokratlık gerek ekonomik açıdan geçmişe özlem güzellemeleri yapılmakta olduğundan bu yazıyı yazmak gereksinimi duyulmuştur, ilgileneceklere-meraklısına arz olunur, Saygılarımla.   Yazan: Buğra Akın